O yastığa başını koyduğunda,kendinle başbaşasın.Saklanma daha fazla.O yorgana neden sarılıyorsun?Üşümüyorsun ki...Oyunu bırak artık çocuk.Kendine yalanlar söyleyip kendine inanmayı bırak.Hiçbirinin gerçek hislerin olmadığını biliyorsun.Adın gibi biliyorsun...
İstediğin bu değil.Hiç bir zaman da bu olmadı.Mutlu olduğuna inandırdın kendini defalarca.Ruhuna hiç sormadın.Ne istediğini ona hiç sormadın.Kulağındaki o tanıdık soluğu kestirip attın.
İnkarların sonuç verdi.İstediğine ulaştın.Ama en mutlu olman gereken günde bile uzaklara daldın.İstediğin her şeye sahipsin sanırdın.Dönüp bir kere ruhuna,"eksik misin ?" diye sormadın.Soramadın.Çünkü hep vereceği cevaptan korktun.
Hep dışardan güçlü,akıllı,başarılı olarak gözüktün.Hesabından emin olduğun hayatın sağlamasını yaparken çuvalladın.Belki de cevap kağıdına geçirirken bir ruh kaydırdın.Görmüyor musun ? Görüyorsun.Ama zaman bitti sanıyorsun...Şimdi şu soruma cevap ver :
Yaşıyor musun ? Öyleyse yaşadığın sürece vardır zaman.

Diyeceğim o ki bir ev al maviye boya.Bir araba al kırmızıya boya.Bir yazlık...yeşile.Bir sandal...mora.Kendini de içindekine boya.İmkansız artık deme.Hayattaysan imkansız yoktur.Hayattaysan bitmiş zaman yoktur.Değişen çok şey vardır.Hep de olacaktır.Ama değişmeyen şeyler de vardır.Kendimize söylediğimiz,inanmak istediğimiz yalanlar gibi.
Hep geç kaldığımıza inandırarak uyuttu bizi dünya.Ve şimdi farz et ki su içmeye kalktın.Geri uyuma...Biz uyuduk sen uyuma çocuk.Uyuma.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder