Hakkımda

Fotoğrafım
http://twitter.com/pamuksurat

Temmuz 05, 2010

Aşk,Pişmanlığı Yatağından Etmektir.



Ateşe ihtiyacım var mı sence sigaramı yakmak için,sen varsın ya işte, başka ateş umrumda mı ? Aramıza yollar katan şu zamana ne demeli? Yolluklarımızda hep bir hasret varken aç kalmak sence mümkün mü?

Nerdesin? diyorsun bugün içinden belki...Nerdeyim bilmiyorum.Adını sen koyduğum ama senin ayak izlerinden yoksun bulduğum bu yerdeyim.İki oda bir salonluk umutlarla...Bugün pişmanlık yerde yatmak zorunda kaldı çünkü misafirimiz aşktı.Öyle bakma şaşkın şaşkın,evet aşktı...Arada kilometrelerde olsa bir derin bakıştı,aşk.Aşk ödünç aldığın arabayla kaza yapmaktı belki...Belki de aşk, gözlük takmadan güneşe saatlerce bakmaktı.Kim bilir ? Sence neydi aşk ? Öznesi sen olan cümleler kurmaktı, aşk...Güneşin batışını illa da beraber izlemek değildir aşk, gece yattığında yatağına aynı gökyüzüne bakabilmektir.Bazen o bile yeterlidir.

Kaç kere sarıldığı önemli değil ya da kaç kere öptüğü...Bazen tek kelimelik cümleler öpüşür susarsın,bazen göz göze gelince bakışlarla sarılırsın,içini ısıtan ne sanırsın ? Anlaşılmayacak bir şey yoktur.Aşk kapadığında elleriyle gözlerini,"ben kimim?" demez.Bir rüzgarla,yıllardır ağaca takılmış uçurtman tekrardan uçmaya başlarsa,işte o an adın gibi bilirsin ki o aşktır.Ad soyad sormak manasızdır.Ne gariptir ki ; daha önce hiç tokalaşmamışsınız gibi yeniden tanışır seninle.Bu sefer farklı bir yüzle...Kalbinin odalarında ceryandan çarpan kapılar,nasıl olur da birden aşkla içerden kitlenir.Artık kulaklarını sağır etmez yalnızlık.Derin bir uykuyu hak eder senelerdir seninle uğraşan pişmanlık.Güneşlik kapanmaz artık,içerisi hep aydınlık...İnanması zor değil mi ? Onca zamandan sonra yeniden güvenmek...Hiç bir yaram acımıyormuş gibi, topuklu ayakkabılarla iri taşlı yollarda yürümek...Nerden geliyor bana bu cesaret? Koruyacak mısın beni gerçekten ? Ayakkabılarımı çıkartıp elime alsam beni kucaklayıp götürebilecek misin sahi öyle sevebilecek misin ? 

Başta parmaklarımız yorulur mesaj yazmaktan "naber" ,"nasılsın"...Sonra onlar yetmez "nerdesin","ne yapıyorsun" lar başlar...Yavaş yavaş sarar vücudunun tüm hücrelerini bu merak,bu özlem...Kıskançlığı konduramazsın kendine,adaş kelimeler ararsın daha hafif hissetmek için ama ne fayda...Kendi hislerine ,asıl anlamları yerine eş anlamlı sözcükler ararsan bunun adı da aşktır.Başta bağlanmak istemezsin.Bukadar çabuk olmamalıydı bu dersin.Ama kendinle kavgan,aşka bağlılığının yanında bir "hiç"kalır.Seviyorum diyemezsin.Biraz zaman geçsin istersin.Bir hata yaptığında da,o kovduğun zaman geri gelsin istersin.Zamanla kavgam neden hiç bitmez? Zamanla kavgan neden hiç bitmezse ondan bitmez...Onun sana gelmesi için zamanı hızlı sürmek isterken,o geldiğinde,freni tutmayan zamanı durdurabilmek için bir yere çarparsın.Onunlayken dursun istersin ya zaten durur da sen göremezsin.Zaten zaman onunlayken durmasaydı herşey "bugün"müş gibi gelmezdi sana...Sen "bugün"sün diyebiliyorsan ona,adın artık bir aşık olmuştur.

Gözlerini sabitlerken bakışların ona kaçıyorsa ve sen bunu tutamıyorsan,sana baksın isterken arkanda oturanlara gözü çarpmasın istiyorsan,herşeyi içinden söyleyebiliyorsan ve cesaretin onun bir bakışına bakıyorsa aşk çalıyordur kapını,saatin kaç olduğu önemli değil inan.Al onu içeri.Sarıp sarmala,öp kokla.Ve hepsinden önemlisi kanlı bıçaklı olduğun "güven"i vermekten korkma.
Onun bir suçu yok,ondan öncekilerinin sana yaptıklarından...O orada bile değildi,ozamanlar kimbilir kiminleydi...Sorgulama,suçlama,sev onu...

Aynı yerden su alıp batmışçasına sarıl bana.
Çünkü ben öyle sarılıyorum sana....


Gizem ipek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder