Adını hiç bilmediğim yelkenlilere bindim gözlerinde.Daha önce hiç görmediğim limanlara uğruyorum belki de...Dilim bir uçurum ve sözler ayaklarından cesaretle bağlanmış gibi atlıyorlar sana gelirken...Hafifletiyor bedenimi ruhum , sanki uçuyor gibi...Gözkapaklarım kipriklerinde uyuyakalıyor.Burnun burnuma değecek kadar yakın...Nefesin konuşturuyor nefesimi.Hiç susmuyorlar...
Ayak basmadım hiç karaya,ayak basmaktan korktuğum gibi yalnızlığa...
Bugün gözlerim uzaklara dalıyor.Sanki umuda ekmek bağlayıp denize atıyor da huzuru öyle yakalıyor gibiyim...Umut biterse ekmek biter,ekmek biterse umut biter.Ama her iki ihtimalin olası olduğu yerde huzur biter.Olasılık hesaplarının yapıldığı yerdeyim.Ekmeği umuda yettirirken,umudu huzura yedirmeliyim...
Şu denizin dibinde yatan deli huzura da ne demeli , şuna bir baksana sevgili ...
Uykusuzum kaç gündür...Ama rüya gibi olduğu için şu deniz şu huzur, sanıyorum ki derin uyku bu.Uyurgezer olsam da yanına gelsem,elimdeki bir kova huzur balığıyla,aklımdaki sayısız gelgitlerin öldüğü yerde...
Deniz hiç bu kadar mavi olmamıştı, her gece balıklara masal anlatıp uyutmak ve öpüp uyandırmak,beni hiç bu kadar gerçek kılmamıştı.
Şimdi gelgit, istediği kadar ses yapsın kulağımın dibinde.İsterse, ben uyurken saçımı çeksin kararsızlık...Ya da bir temmuz günü,odamın bütün camlarını kapatsın, aklımın kilitli odalarında çilingirciyi oynasın isterse şeytan...
Uyanmayacağım...Huzura sarılıp dalmışım.Söyleyin ona uğraşmasın benimle hiç.
Çünkü derin uykuda olacağım...
cizo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder