Hakkımda

Fotoğrafım
http://twitter.com/pamuksurat

Şubat 17, 2011

Değişen kadraj - değişmeyen gerçek

Bazen bir an gelir gerçekle burun buruna gelirsin.Kendini telkin etmek için söyleyip durduğun yalanların hepsi bir anda susuverir.Kaçacak hiç bir yerin kalmamıştır.Olduğun yere ibadet etmeye başlayan ayakların seni daha fazla ileriye ya da daha fazla geriye götüremez artık,çakılıp kalırsın öylece.Burnuna değen gerçek,önce düşüncelerini alt üst etmeye başlar,sonra düşüncelerin dolar yanaklarından taşar.Sen ona gözyaşı dersin.



Gözlerini o gerçekten uzak tutmaya çalıştıkça o her kadrajda gözünü alır.Allahım kaçamamak ne kötü bir şeymiş dersin."Sözün bittiği yer"lere olan inancın bilirim hep zayıf olmuştur.Taa ki konuşamadığın o anı yaşayana kadar.Söyleyemediğin onca sözü,boynundan akan bir damla terle ödersin.Ödeşmek ne zor işmiş...Susarsın.Sanarsın ki günlerce haftalarca aylarca sustun.Oysa ki bir kaç dakikalığına oynarsın bu tıpı...Sonra inanmazsın,bağrırsın,isyana başlarsın,kendini hırpalarsın...Gözlerinle buluşan gerçeğin acısını,genzini yakan kelimeleri söyleyerek çıkarmaya çalışırsın.O gerçeği mahvetmek,parçalamak,yok etmek istersin.Haksızsın demiyorum.Haklısın.Ama ne değişecek ? O gerçek hayatından tamamıyla silinip gittiğinde ne değişecek...Sen yine onu bilmiş olacaksın.Sen yine onu görmüş olacaksın.Sen yine,yine o gerçeği hatırlıyor olacaksın.Kendi kendine söylediğin hiç bir yalan,o gerçeğe yalan süsü vermeye yetmeyecek.Taa ki kendinden kopana dek.


Sonraları hangi resme bakıyor olursan ol hep daha önce bakmış gibi hissedecksin.Bir gerçeği gizlemek için bin yalan söyleyeceksin.Sonra sen de inanmaya başlayacaksın o yalanlara.Gerçekler acıtmasın diye canını...Uyumadan önce masallar anlatırken bulacaksın hep kendini.Kendi kendine konuşmaya başlayacaksın sen de diğerleri gibi.


Geceleri oturup güzdüzleri uyuyacaksın.Kahvaltıyı akşam 5te yapacaksın.Öğleyi atlayıp akşam yemeğini yiyeceksin.Odandan dışarı hiç çıkmayacaksın.Annenle kavga edeceksin kendine gelemediğin için.Vurup kapıyı çıkacaksın kendine gelemediğin için.Ben böyleyimler keşkelere dönüşecek,yine olsa yine yapardımlar pişmanlıklara...İki adım attıktan sonra durup arkana bakacaksın hep.O en derindeki gerçek hala seni mi takip ediyor diye.Yalanlar faydasızdır artık kendine gelemediğin için.Kaçmaktan yorulmuşsundur artık.Olduğun yere çökersin bir dal sigara yakarsın "ah ulan..." diye cümleye başlarsın.Gerisini hatırlamazsın.Çünkü insan kendiyle dertleştiği hiçbir cümlenin sonunu net hatırlayamaz.Kaçıp gitmekten yorulmuşsundur artık kendinden.Yaşlanmışsındır kendi içinde.Taşındığın şehirler,içindeki şehirden ne kadar uzakta olursa olsun,bu seni kendinden uzağa götürememiştir.Bunu anladığın da çok acır canın.Bir nefes daha alırsın sigarandan...


Sen "İçimdeki bu gerçekle yaşayamam" dedikçe,beynini inanmak istediğin yalanlarla programlaman artık sonuçsuzdur.An gelir artık kendinle,gerçeğinle başbaşasındır.İşte öyle bir an gelir ki hiç bir şey diyemezsin.Burnunun dibindekine bakarsın ama uzağı görürsün.Öyle bir an gelir sadece susarsın.Dilini yuttuğundan mı ? Hayır.Bütün inkarlarının artık faydasız olduğunu görmekten...




Şubat 16, 2011

Problem çocuk

Dün gece uyumaya çalışıyorum saat 1 filan.Buraya kadar her şey normal de tam uykuya dalmak üzereyim benim ayaklar terledi yorganın dışına çıkardım hemcecik.Sonra tam uykuya daldım dalıcam yani bütün herşey hazır.Beynimden son komutu bekliyorum.Derken benim ayaklar üşüdü.Haydaa geri içeri aldım.Sağıma dönüyorum yok soluma dönüyorum yok bi de ben iki yastıkla uyuyorum yani.O da zor zanaat arkadaş.En kötüsü misafirliğe gittiğin evde kalmak..1 yastıkla uyumak zorundasın.Mc donalds diil ki bu biraz daha ketçap isteyesin..E hal böyle olunca uyuyana kadar 5dkka araylan telefondan saate bakıyorsun.Telefon rehberine bakıyosun.İsimleri değiştiriyosun.Hadi uyu gizem diye yalvarıyorum bi saatten sonra kendime.Ama o içimdeki cazgır gerizekalı nuh diyo peygamber demiyo yok yani taktımı takıyo eksik olan yastık sayısına.Silgi değilki bu ikiye böliyim paylaştırıyım.Bi tanesine sarılıyım diğerini başımın altına koyıyım...Genelde başımın altındakinden vazgeçiyorum.Şimdi işin aslı şu annem bana hamileyken göbeğinin altına yastık koyup uyurmuş.Sonra ben doğmuşum filan fark etmişler ki yataktaki ikinci yastığı hep göbeğime koyup uyuyorum.21 senedir bu böyle.Annem özel göbek yastığı dikti bana 30x20 boyutlarında pofidik bişe.En büyük zevkim kirlenince onlara yeni yastık kılıfı geçirmek...

Ben eve çıkarken bu sene,annem bana öyle bir hurç verdiki resmen "çeyiz".misafir için havlu takımı vermiş uçları dantelli,5tane yastık kılıfı,4yeni nevresim onların çarşafları,bebekli misafir gelir de altlarına yaparlar diye alez bile koymuş yemin ederim.Ya öğrenci evine kim gelecek bebekli de "annnea ben işedim" diyecek? Ne zaman arada annemin yanına gelsem ve sonra kendi evime geri dönsem,gün geçmiyor ki annem benden gizli bir çarşaf bir toz bezi koymamış olsun o gizli gözlere...Ev toz bezi kaynıyor,çarşaf kaynıyor.Bugün evlensem çeyizim tamam.Hayır edirnede çakma linens de açabilirim." L!n3ns" ..Bizim sokağın başına açarım valla,peynir ekmek gibi gidiverir.Zaten bıktım makineden biraz daha kadınsı şeyler yapmak istiyorum.Hobilerime dantel,el işi,resim filan öyle şeyler ekliyim istiyorum.Halı dokuyım bi hocaya hediye edeyim,o da beni geçirsin o dersten.Ya eskiden sınıf anneleri vardı para toplayıp bilezik alırlardı örtmenlere nerde onlar ya.Ben bizim sınıfın,sınıf annesi olsam da bi para felan toplasam hocalara bişeyler alsak..Abi ben bunu bugüne kadar neden akıl edemedim! Biz de hayırsız öğrencileriz hea hocalar napsın ? Yok yok o diilde bir hoca kıyak yapıp dersden geçirirse beni, okulda okunmuş baklava,okunmuş kola,tost filan dağıtırım...Fethiyeye saklı kente gider şelaleye kadar 32km yürürüm hayrına.Söz lan valla ...

Sonra döndük dedik ki acısa da öldürmez,yaz okuluna döndürmez,tüm yazını mahvetmez,gideni de ...


P.S : Yemişim okul temsilciliğini gelsin sınıf anneliği ...

Şubat 14, 2011

14 şubatsa madem.. =)

 


Korkmayın hiç bir sap ölemedi bugün saplığından.Yani ne bileyim sevgilin yok diye triplere girmene de gerek yok.Her gün saplar günü sadece bir gün sevgililer günü öğle düşün.Kalk git bi yüzünü yıka al arkadaşlarını çık dışarı manyak mısın lan üzülüp duruyosun bide.Kafamı bozma benim hadi bak bakıyorum burdan o saçlarını da düzelt bi gözünü seviyim.Yemeği de bırak obez olucaksın Allah belanı vermesin hadi lan kalk giyin.Hava çok güzel bugün olum.İstanbul bi kıyak geçmiş bugün.Playlistindeki şu kanlı bıçaklı temalı şarkıları da değiştir.Serdar filan aç,şarkı sözleri arasındaki anlam uçurumunu yakalayınca gülersin keyfin yerine gelir.Odişlerde bi fırçalansın artık."ama ben kendimi hiç iyi hissetmiyorumki yea.valla ben gelmiyim.." cümlelerini de al bitarafına sok.Kusura bakma ama hak ettin bunu.Lan kalk bi aynaya bak neye hırpalıyosun kendini..Gözlerini kapayıp karga sesinle şarkı söylemen sana ne katıcak allasen.Kalk şu sana yakışan üstünü giy.Evden çıkarken de anahtarlarını almayı unutma.Komik ol şebek olma kasılma öyle bi çifti sokakta görünce.Kıskanç olma hayattasın ya daha ne istiyosun ! O ayakkabılarını giyme kötü.Diğerini giy heh evet işte onları.E oldun yani baya baya.Seninde içinde varmış dışarı çıkmak şimdi yeme beni ... Neyse tamam tamam sustum çıkarma soyunma tamam özür.Çık dışarı bul bi kaç arkadasını daha .Kandille ilgili iğrenç bir espri yapmıycam rahat olabilirsin.Dur lan dur paran var mı ? Bende de yok napcaz ? Hay sıçıyım..


P.S : Ben bugün gaed romantiğim kimse caydıramaz beni yani

Şubat 11, 2011




Bazıları...

Zorla iki türkü söyledim.
Sesim kötüdür dedim dinletemedim.
Düşmanların bile can ciğer olduğu rakı sofrasında,
bir dilim peynir alıp sohbete sek gittim.
Güldük eğlendik,neşelendik.
Kimse derdini anlatmadı.
Çünkü kimse o gece dert sormadı.
Hiç bir konu kendiliğinden açılmadı.
Hiç bir isyan sesi darbukadan duyulmadı.
Belki herkes gözünden yaş gelene kadar güldü
Belki herkes zevkinden kalkıp iki göbek atıp döndü.
Belki herkes bir geceliğine bile olsa,
Güneş doğana kadar...
Hayatı o kadar güzel sandı.
Ama hiç bir zaman hayat o kadar güzel olmadı.
Bazılarını güneşin doğuşunu görmek korkutur
Çünkü bazıları sadece geceleri,
 iki kadehle mutludur.
Kimse sormadı derdimi,
Beş kadehten sonra ben de bilemedim derdimi...
ilk başta geçer gibi oldu
Uyanınca yine aynı sondu.



Şubat 08, 2011

Siz hiç makine mühendisi anneanne duydunuz mu ?

Bana neler oluyor ? Bilmek istemiyorum.Gözlerimi kapayınca bir ağırlık çöküyor içime karşı koyamıyorum.Kafamda milyonlarca sorulmamış soru anadolu ateşine rakip bir şekilde dans ederken ayılamıyorum.Ne sorusu bu böyle inan onu da bilmiyorum.Sorunlumuyum? evet olsam ne fark eder ? Derdimi anlatabilecek kadar çat pat uçabiliyorum uçabiliyorum da kanat çırpamıyorum.
Bana neler oluyor ?.Dağıldım,renk değiştirdim sanki.Değişmiş numarası yapop durdum.Aslında ben hiç değişmedim.Sadece değişmiş gibi gözükmek istedim.Önce sözlerimi değiştirdim sonra ilgilerimi...Zannettilerki ben değiştim zannettilerki ben en olgun,en ağır başlı,en soğukkanlı...Hiç de öyle olmadı aslında.Ben.Ben hala sokakta köpek görünce korkup,kaldırım değiştiren benim.Ben hala çocuklar gibi bir kapının arkasına sinip dizlerimi karnıma çekip dururken saatlerce ağlayabilen benim.Yine sabırsızım ;Ben hala hediye paketlerini yırtıp da açanlardanım.Beklentilerimi kafaya takıp,onlarla kurduğum dünya da işleri yola sokmaya çalışırken hep dışımdan sustum,sanıldı ki ağırbaşlıyım.Hayır.Ben,üç tekerlekli bisikletten iki tekerli bisiklete,mahallede en son benim geçtiğimi öğrendiğim günden beri hırçınım.Evet bir ölüyü yıkayabilecek kadar soğukkanlı olmuşluğum da oldu,ama sonradan onunla ilgili rüyalar görünce korkup uyuyamayan,telefona sarılan,eli ayağı birbirine dolanan yine ben oldum.Ben ya en mutlu anımda sevinçten ağladım,ya da en kötü günümde acıdan güldüm.Hep en uçlarda yaşadım.Kızıldeniz gibiydi onlar,hiç birbirlerine karışmadılar.
Sağ gözüm sola göre hep büyük,burun deliklerim hep yamuk,ayaklarım hep öküzcük kalacak.Kendi kendine burnunu sızlatabilen yegane canlı olarak ve en ciddi konularda şebeklik yapıyor olarak kalacağım.Ayda bir sıkıntının doruklarından yeryüzüne bakarken ordakilerin beni görüp,helikopter gönderip indirmesini bekleyeceğim.Salçalı makarnayı hep yoğurtla yiyeceğim.Fındıklı eti hoşbeşle çilekli arasında hep gidip geleceğim.waffle ı hep sütle birlikte yiyeceğim.Sinemada mısır sevmediğimi söyleyip alınınca da ilk ben bitireceğim.Hep öküz gibi gülüp sessizce utanacağım.Gün gelecek "göbek yastığı" nın patentini alacağım.Hakan Altun dinlediğim için odama çekilip utanmayacağım.Ben ben ben istiyorum ki..Ya da boşver.Diyorum ki ; yaşadığımız bu an bidaha hiç bir zaman geri gelmeyecek.Bunun bir tekrarı daha olmayacak.Şuan oturduğum şu ev kimbilir yıllar sonra kime satılacak? Bu oda kimin odası olacak? Şu çalışma masası hangi eskicide olacak? Ne dersin belki antikadan bile sayılır...Ve bu yazı.Şuan şu yazdıklarım,bundan 60 yıl sonra biri tarafından okunur mu?Okunursa "oha ne de aforizma kasmış hatun !" derler mi...Torunum bile dese dirilir ağzını burnunu dağıtırım.Oha o diilde düşünsene torunum olursa şey diyecek "benim anneannem makine mühendisiymiş lan olum valla lann ".Siz hiç makine mühendisi anneanne duydunuz mu? .Yazık o çocuğun psikolojisine.. :D


Not :sempatiklik olsun diye güldüm.Samimi değildim.

Şubat 05, 2011

O yorgana neden sarılıyorsun ? Üşümüyorsunki...

O yastığa başını koyduğunda,kendinle başbaşasın.Saklanma daha fazla.O yorgana neden sarılıyorsun?Üşümüyorsun ki...Oyunu bırak artık çocuk.Kendine yalanlar söyleyip kendine inanmayı bırak.Hiçbirinin gerçek hislerin olmadığını biliyorsun.Adın gibi biliyorsun...
İstediğin bu değil.Hiç bir zaman da bu olmadı.Mutlu olduğuna inandırdın kendini defalarca.Ruhuna hiç sormadın.Ne istediğini ona hiç sormadın.Kulağındaki o tanıdık soluğu kestirip attın.
İnkarların sonuç verdi.İstediğine ulaştın.Ama en mutlu olman gereken günde bile uzaklara daldın.İstediğin her şeye sahipsin sanırdın.Dönüp bir kere ruhuna,"eksik misin ?" diye sormadın.Soramadın.Çünkü hep vereceği cevaptan korktun.
Hep dışardan güçlü,akıllı,başarılı olarak gözüktün.Hesabından emin olduğun hayatın sağlamasını yaparken çuvalladın.Belki de cevap kağıdına geçirirken bir ruh kaydırdın.Görmüyor musun ? Görüyorsun.Ama zaman bitti sanıyorsun...
Şimdi şu soruma cevap ver :
Yaşıyor musun ? Öyleyse yaşadığın sürece vardır zaman.

Az zaman yoktur geç kalınmışlık vardır.Takılma sen ona,o zaten hep vardı.
Diyeceğim o ki bir ev al maviye boya.Bir araba al kırmızıya boya.Bir yazlık...yeşile.Bir sandal...mora.Kendini de içindekine boya.İmkansız artık deme.Hayattaysan imkansız yoktur.Hayattaysan bitmiş zaman yoktur.Değişen çok şey vardır.Hep de olacaktır.Ama değişmeyen şeyler de vardır.Kendimize söylediğimiz,inanmak istediğimiz yalanlar gibi.

Hep geç kaldığımıza inandırarak uyuttu bizi dünya.Ve şimdi farz et ki su içmeye kalktın.Geri uyuma...Biz uyuduk sen uyuma çocuk.Uyuma.

Şubat 02, 2011

Yalnız adamın oltası

O şimdi kim bilir hangi sokağın başında,batan güneşe rağmen ayakta.Kim bilir kaç çocuğun rüyasında iyi adamların arkasında yürüdü.Kendinden habersiz,buz tutmuş denize olta atardı.Adı sırf balık tutmak olsun diye...Ama kıyamazdı hiç balıklara.
İnsanlar onu hiç tanımadı.O kendini hiç tanımadı.Tek derdi üstü buz tutmuş denize olta atmaktı.Balıkları sıyırıp geçmekti.Hayatın kenarından sıyrılıp gitmekti.Yağmuru sevmezdi çünkü balıklar kadar eğlenemezdi.Aslında yalnızdı.Ama kendi de bundan habersizdi.Hiç durmadan yürüyebilmek isterdi,acıları hataları yaşanmışlıkları silip gitmek isterdi.Ama gücü yetmezdi buna.Çünkü derindi yaraları ve ayakları götüremezdi onu artık daha da uzaklara.Adam zaten uzaktı.Kendinden uzak...

Ocak 28, 2011

Baş ağrısını,diş ağrısını,ayak nasırını ince giyindiğimiz için üşüttüp böyle olduğumuza bağlayan yegane canlıya "anne"denir.



Sabah başımın ağrısına uyandım.Ama yok böyle bişey yani.Annemle aramızda şöyle bir diyalog geçti :
-Anne başım ağrıo yeaaa :S
-Nedense hiç şaşırmadım.Dün gece ince giyinip çıktın okadar dedim sana ! O bluzü giyme diye...
-(Hu hu alohaaa ?)Anne başım diyorum ya grip oldum demiyorum ne alaka.Herşeyi oraya bağlıyorsun sende ama yaaa
-İyi madem ne diye bana söylüyorsun bunu
-Dişim ağrıyo desem ona da ince giyindiğin için diyeceksin...(yorganı burgu yapıp yatağın üstüne koydum)
-Çamaşır makinesi çalışıyo burda,ne diyorsun duymuyorum!
-Hiç şarkı söylüyorum. ^^


Bu anneler nasıl bir varlıklardır yearabbim.Yere çıplak basamıyorum çocuğum olmaz diye.İnce giyinsem, ertesi gün başıma gelen herşeyden üşüttüğüm için sorumlu durumuna düşüyorum.Kötü rüya görüp anneme söylesem,dün gece ince giyindin oyüzden diyecek.Sürekli bi laf sokmaca.Saçlarım çok dökülüyormuş diye düzleştiriciye düşmanca bakmalar..Odam çok dağınık diye benden utanmalar...Geç kalkıyorum diye ayyaşlara benzetmeler...O kadar kötü evlat değilim be ben.Tatlıyım şirinim yeani.Ama burama kadan geldi artık (serçe parmağımı gösterdim.) Beni sürekli dolabımdaki giymediğim kıyafetleri ayıklamam için zorluyor.

-Ama anne ben onu giyiyorum yeaaa =(
-Nerde giyiyorsun Allah aşkına nezaman giyindin ?
-Ya giycektim ama yaa
-Cimrileşme ver de giyinmeyen biri giysin.
-tamam al madem ama o mangoydu yeaaa bari onu verme nolurrr
-Gizemmmmmmmmm
-Tamam.

böyle didişe didişe dolabımı boşalttık.Annemin beni ikna cabalarının üzerine bi yorgunluk kahvesi yaptım ona.Benim benim gibi bi kızım olsaydı patlatmıştım 2tane ağzına.Senlemi uğrascam lan yakıyorum bütün kıyafetlerini ya topla su odanı yada yakarım ! restini yemişti.Babası çocuğunu koruyacak olsa onunda bütün kıyafetlerini yakardım.Ama tabi ev sobalı olmalıki zevkli olsun.
Oğlum düşünsene :

-Ne attın sobaya hanım ? baya iyi yanıyor.Rasim abiden getirdiğim kömürler mi yoksa ?
-Yok be canımm.Sana geçen gün kığılıdan aldığımız takım elbiseyi attım.Hani şu alırken evi ipoteklettirdiğimiz...
-şaka yapıyorsun değil mi ?
-yooo .senin kız deli etti beni bende ne bulduysam yaktım !
-Hastasın sen yemin ediyorum hastasın hasta !!!
-Bir ceket yüzünden kalbimi kıracak kadar basitleşebiliyorsun helal olsun.Değer verdiğin şeyler ne kadar da maddiyata dayalı.Ben burda evimizi çocuğumuzu en iyi ne ısıtır diye düşünürken...Sen..senin şu yaptığın,bana bağırışını hak etmiyorum. (mendil çıkarıp ağlamaya başlarım)
-Tamam özür dilerim uzatma lütfen (kadının daha fazla delirmesinden korkan garibim koca kalkıp adidaslarını saklar)

Ocak 19, 2011

Final Değerlendirmesi

Mukavemet : Ödev notunun final notunu %50 etkilediği ve ödev notumun -3 olduğu derstir.Çalışsam da kalacaktım çalışmasam da.Çalışmadım.Pişman değilim.O bunu hak etmiyor.
Malzeme ve Muayanesi : 2 gün çalışıp bir gece sabahlayıp ezberlediğim derstir.Ben slaytlardan çalıştım hoca kitaptan sordu.Hayatımda hiç bu kadar teorik cümleler kurup salladığım bir sınavım daha olmamıştı.Çalıştım.Sonuç : muammalardan bir demet.
Chemistry : Alttan aldığım ve gecesinde sınavına çalışıp sabahladığım derstir.Çalıştım umuyorum ki geçtim.
Termodinamik : Çok boş bir derstir.Sokaktan adam çevirip derse getirsen tablo manyağı olur.Çalıştık çalışmasın da doymuş buhar tablosu,kızgın buhar tablosu,aq tablosu...Hoca sınavda 1MPa basıncı verip tablosunu vermeyi unutmuş.İşte anlayın öyle saçma bir sınavdı.Bi de en öne oturtuldum.Sen en öne geç.dedi asistan.O kadar gözgöze gelmemeye çalıştım evet sen demesin diye.Önümdeki arkadaşa adı neydi arkadasın diye sorunca dedim kızım zorlama kalk.E kopya fln da yalan oldu.Tamam uzatmıyorum bundan da kalcam.
İleri analiz : Jacobien de gradyane diyorum ozaman.Hoca jacobien sormadı sorsaydı o kağıdı ağlatmıştım yemin ederim.Diverjans fln yaptık bişeler bakalım.O da allaha emanet.
İngilizce : e bundan geçelim bare o kadar da deil !
Dynamics : sınav 2 gün sonra.Bu sınavdan geçersem hocanın kız ilaydaya (ilaydanın anlamı : su perisi) en pahalı barbielerden alcam.Hani şu ekşınmeni baştan çıkaran makyajsuratlardan.Valla söz kız.

                                                               CC le geçer miyiz reis CC le

Ocak 13, 2011

Herkes yalnızdır















Hani bazen inanabileceğin tek bir kişi arar ya gözlerin,
O uçsuz bucaksız kalabalıkta...
Sadece istediğin güvendir ya bazen,
Ve kimseye güvenemeyeceğini anlarsın ya hani er geç.
İşte onun adı yalnızlık.
Şimdi kimse yalnız değilim demesin bana
"Güveniyorum"dediklerinizin hepsi bir kara kutu.
Kimse "yalan" söylüyorsun diyemez bana
Hepinizin gözlerinde aynı soru..
"Neden ?" diye sormayın bana
Bu kadar kör müsünüz sahi ?
İçinizdeki neyin yokluğu ..
Hep başkaları düşürdü hep biz kalktık.
Yalan mı ellerimiz hep kendimzi tuttu.
Herkes yalnızdır.
Çünkü kimsenin güvenebilecek bir yarısı olmamıştır.
Herkes yalnızdır.
Çünkü ...
Kimsenin ...
Kimsenin kendi kadar emin olabileceği bir kimsesi olmamıştır.
Ellerinle kulaklarını kapamayı kes dedim !
Herkes yalnızdır ve sen de yalnızsın.
Yalnız...

Evde su savaşı

Çalışma masasını koruma ve anma günündeyiz.Evet maleselef ki o lanet final haftasındayız.Dün başladım Malzeme Muayenesi çalışmaya.Bugün de şuana kadar 2 saat çalıştım.Buraya kadar herşey normal.Taa ki ev arkadaşım recko odamdan patçatkütbam diye girip,çalıştığım yerlerin çıkmayacağını söyleyene kadar.Sonra onu odadan çıkarttım ve çöktüm.İnsan neden moron olur ? un cevabını biliyorum sanırım.Nedeni mi var abi 2saattir 0.75lik gözlerimle slaytları kovalayıp harita metoduma geçirmeye uğrasıyorum.O fosforlu kalemlerin hakkını kim verecek ? Ben twittera face girmeyip hayatımı bu slaytlara endeksliyim ve bunlarda çıkmasın.Çelik üretimine bile çalıştım olum ben.Şimdi onlar çıkmayacaksa dökme demirler de çıkmayacak.Kristalleşme o da mı yok ? Şuan Cengiz imren çalsa yadırgamam.O havayı soluyorum çünkü.En iyi "yorulma" konusunu anladım.Çünkü pratikte de bir kaç aşinalığım var.Dur dur çatlak yine geldi odama.

-Ne var recko ?
-Hebehebehubhub =))) (bkz :şeki 1)
-Sinirimi bozuyorsun.
-Sen daha fazla çalıştın ama aynı yerdeyiz ihihihihhiihhihihi
-Sinirimi bozuyorsun.
-Ama komik değil mi =))))
-Allah belanı vermesin lan.Defol dedim sana hibihibihubhub muş !
-Ahjdçöfmldfklkfgmkfg...

(Hala çıkmadı.Yatağımın üstünde oturuyor.Benim bitane bilekliğim var aynısından ona da aldım benımkıne yazılmasın dıye.Yok arkadas yıne benımkını almış gevsetene kadar oynuyor.El kremimi sürdü.Diğer bilekliğimi taktı.Çıkardı şuan.Çamaşır çekmecemi açtı şimdi de.Piskopatmıdır nedir ln.)

-Uzak dur lannn !!!
-merak ettim ne vaaar yeaa ihiiihihih
(zorla hole attım.odaya geri dönüp sinirden kanattığım yüzümdeki sivilceyi ıslak mendille siliyorum şuan.)

Derken bu süper zeka elindeki bardaktaki suyu bana attı.Kulağımdan içeri şılapppp diye giren su beni iyice sinirlendirdi.Ve sen misin kaşınan lan diyerekten küçük çaydanlığa su doldurdum ve reckonun odasına gittim.Fakat kapıyı kapamış efenim hayvansal gücümü kullanarak o kapıyı itekledim.Diğer yandan annem "yapma acı,affet kızı" diye bağırıyor diğer yandan recko bağrıyor.Acımadım girdim odaya.Boşalttım bir çaydanlık dolusu suyu reckonun kafasına.Oda recko ve bende dahil her yer ıslandı.Mutfağa kaçtı peşinden gittim.Çünkü çaydanlığın dibinde su kalmıştı.Ziyan olmasın dedim.Mutfakta da son suyu yüzüne boşalttıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi bütün ağır ve soğuk kanlılığımla odama geri döndüm.Dinlendirici gözlüklerimi taktım ve bloga devam ettim.Tabi bu esnada tipime herkes gülüyor.Şort üstüne babamın hırkası genişliğinde bir hırka.Kafama taktığım dinlendirici gözlüğüm.elimde bi çaydanlık su.Kaloriferden destek alarak kapıyı itmeğe çalışıyorum.Diğer yandan annem ayağımda terlik yok,çıplak ayak basıyorum taşlara diye kızıyor.O anda bi su savaşı yapıyoruz yani,yere çıplak ayak basıyorum çocuğum olmayacak naaan benim ! triplerine mi gireyim anne ?
Kafam hala ıslak öküzcük nasıl attıysa suyu...Çekiç örs üzengiye giden yol da kaygan zemin oldu.Bidaha yapsın ketılla gitmesssemmmm...Hem de acımıycam max a kadar su doldurup gidicem.Sonra 3 yaşındaki su kaplumbağam Allah diye haykırdı olcak.
Kafamı kurutup üstümü giyiniyim de annemi otogara bırakıyım.Sonra ordan döniyim malzemeden çıkcak yerlere bakıyım.Ama işin kötü yanı akşam bu dersi reckoyla çalışıyo olcağımız...Sıkıntı büyük.Kafada bardak kırmaya kadar gider bu iş.(gece sabahlayacağımızı sayarsak)
@Recko oyunu seviyor.Böyle onu döviyim kung fu yapıyım bayılır.Kötü kötü bakıyım hoşlanır.İyi davranınca garipser bana kötü ol der.Yani çocukluğuna inme vaktim olmadı.Ama son kullanma tarihi geçmiş bir mulipa bebe mamasından başladığını sanıyorum.Bir de bir özenti ki pehhhh.Geçen gece yemeğimi tepsiye koyup koltuğun üstünde yedim.Bunu gördü.Gitti el kadar tepsiye aynı yemeği koyup geldi.Ekmeğimi istedi.Önce vermem dedim sonra acıdım verdim.Sonra tam su içicem suyumu istedi.Yani ben ne yapsam "afacanlar sınıfı" filminde ki perihan savaşın taze fasulye yeme sahnesi gibi geliyor ona.Halbuski hiç öyle fettanlığım yok.Normal oturup yiorum yeani.Yok yok bu iş böyle olmıycak akşam karşıma alıp konusucam.Diyicem ki recko sen boşnaksın,ben bingöl dağları...Kardeşte değiliz.Zorlamyalım yeani.Yeter beni yorduğun ulannn !!! Evet evet diyeceğim.Sadece çemkirmemesi gereken uygun saati kovalamalıyım.^^

Ocak 11, 2011

Bana bensiz gidecek yer yok mu ?

İşte yine o tanıdık ürperti.Çift kişilik yataklarda,içine hayallerimizi sığdırabildiğimiz elyaf yastıklara sarılıp uyumalar..Gidebileceğim hiç bir yer yok mu ? Kendimden uzaklaşmak istesem,kendimden sıkıldım desem ? Bana bensiz gidecek yer yok mu ...Hani olsa belki daha rahat nefes alırım.Kendi içimde açabileceğim bir pencere bile yok.Hayattan beklentilerim,zemin katta bir odada yaşıyor.Küf kokusunu içine çeken hayaller artık pek iyi nefes alamıyor.Belki gidilebilecek milyonlarca yer var bana.Ama kendimi bırakıp da gidebileceğim bir yer yok.Buyüzden gidemiyorum.
İnsan kendinden sıkılır mı ? Sıkılır.Söz dinlemiyorsa,sözü geçmiyorsa kendine. Gidemiyorsa ve kalamıyorsa da...Sıkılır.

Ocak 07, 2011

Hoppaninna Çocukluğum..

3 gündür abidik gubidik rüyalar görüyorum.Biri bana “gel gel..” yok öyle diil kötü rüyalar abi.Korkuyorum hep.Rüyamda ışık açmaya çalışıyorum ulan zeka küpü uyanda odanın ışığını aç dimi..Gangstalar mı dersiniz üç harfliler mi derseniz annemin kanser olduğunu öğrendiğim sahneler mi derseniz…Yaprak dökümünün bütün bölümlrini 3 günde çektim resmen rüyalarımda.Bi ara dedim atarax alıp mı uyusam ama yok mantık işi deil bu sefer rüyamda beni keserlerde uyanamam ağırlıktan diye korktum.E hal böyle olunca 2 gündür içimde bir sıkıntı bir kendimi iyi hissetmemeler..Yoğurt görüp mide bulanmaları ,12 saate varan uykular, çevremdekilerden uzaklaşmalar..Hayattan soğumalara kadar gitti bu iş.Merkür bana yaramadı.
Çok flashback yapıyorum.Diyorum ki eskiden daha güzeldi hayat.Biz çocukken.6 gözlü okul çantam varken..Annem koşma diye bağırırken bana.Ortada sıçan oynarken kaşımı yarıp dikiş atılması da.Ya da bakkala para vermemek için oyunun en can alıcı yerinde “anneeaaa” die bağırıp annemden sepetle su istemem de..O içi su dolu bardak 3.kattan bana ulaşıncaya kadar kalp atışlarım deli deli atardı.Kapının önünde 2.el saçma sapan eşyalarımızı sokaktan geçen insanların almasını beklerken ne kadar da saftık.Benim tezgahın yarısını anneme satar mutlu olurdum.O parayla gidip çitos alırdım.O mutluluk şuan hiçbir şeye bedel diil mesela.Onun tadı ayrıydı..
Çok zengin bir okula yazdırmışlardı beni.Babamın öğretmenlik yaptığı lisenin hemen yanı diye.Ben orda az çekmedim.Ne saçma sapan gerizekalı züppe yaramaz b.k çocuk vardıysa ordaydı.Hiç unutmam ben ilkokul2 deyim.Ozamanlarda parıltılı çıkartmalar modaydı bizim okulda.Böyle çizgi film karakterleri,kalpler,öpücükler,l love yo ular ohoo bisürü pembe şeyler…Çok severdim ama benim hiç olmadı.Babama al desem almaz mıydı alırdı elbet.Ama onun sonunun olmadığını biliyordum.Ve o şeye alışıp deli gibi para verecek kadar zengin değildik ozamalar.Hiç istemedim annemden alsın diye,ya da babamdan.Ama içimde kalmıştır yani.Şimdi biri alıp getirse gözlerim dolar eminim.Çünkü çok istemiştim.Bütün defterlerime deli gibi yapıştırmak istemiştim.
Sonra bir sıra arkadaşım çocuk vardı.Adı buraktı hiç unutmam.Nefret nefret nefret ediyordum o salaktan ! Hala da ediyorum.Küçükken bana kan kusturmuştu mal.Şimdi nerde oldunu bilsem toplarım bizim makineden çocukları hurrraaa dalın ulan buna derim yemin ederim.”Benim teyzem okul aile birliğinde çalışıyoo.İstersem seni bu okuldan attırımm nihihihihi” diye söyleyip duruyordu he rgün.Bende korkuyordum beni okuldan attırcak diye.Ağlıyodum.Beni nasıl bi psikolojiye sokmuşsa gerizekalı,salak aptal manyak öküz embesil diyemediğim için 13 senedir içimde kaldı ! Okula gitmek istemiyordum onun yüzünden.64 kişilikti sınıfımız (hocamız süper zeka diye yoğun talep vardı).3er kişi otururduk sıralarda.Bu Burak salağı da solaktı.Ulan 3 kişi oturyoruz zaten sağımda da bu mal var.Bide soluyla yazıyor.Ben yazamıyordum onun yüzünden hep geri kalıyordum.Ben geri kalınca da yine o ağzına patlatılasıcı gülümsemesini yapıyordu.”nihihihhho örtmenim gizem yazamıyor.Hem silgi de kullanıyor.Silgiyi içine attı siz görmeyin diye.Silgi yasak diilmi yea örtmenim nihihihho..” Ağzına s.çayım çocuk ! Sürekli soğuk terler döküyordum onun yüzünden.Bir de bir şey diyemiyorum beni okuldan attırır diye.Ulan şimdi düşünüyorum da benim babam Fenerbahçe lisesinin müdür mavini o zamanlar.Ve bizim okulunda müdürüyle kankaydı.Attırsam ben attırırdım lan onu.Hani insan bazen geçmişe gidip birilerine haddini bildirmek istiyor ya işte o çok lazım bişe.Ben şuan bütün benliğimle o çocuğun ağzına patlatmak istiyorum! Boşu boşuna gerildim şuan gene.Allahım inşallah kısır olursun çocuğun olmaz da dışlanırsın toplumdan hayatın darbesini yersin.Ya da nebileyim kanser ol acı çek öl bit defol git arkandan 3kuluvalla 1elham okunmasın naaaan ! diye dua edeceğim tutuyor.Yine de merhametliyim edemiyorum.Efenim sonra ne oldu ? derseniz.2.sınıfta okul değiştirdim.(örtmenimiz başka okula gitti çünkü)Ben de evime yakın okula taşındım.Orda da sürekli başkan oldum.Yani level1 den 9 a filan atladım birden lan valla.Sonra da hep parlak bi öğrenci oldum çıktım.Benim dönüm noktam ilkokul3tür yeani.Ondan öncesi yok bende.Sonra gelsin süslü defterler gitsin tatlı sıra arkadasları…Hem sınıf başkanı hem beslenme kolu olduğum dönemleri bilirim ben peh.B.k gibi kısa olan saçlarımda ozamanlar uzamış.Boyumda uzun ozamanlar..Sonra babam kimya öğretmeni benim.Ondan bisürü deney araç gereçleri alır sınıfta deneyler yapardım ciddi ciddi.Böyle herkes WUHUUU wahaaa derdi filan.Ben kabarırdım.Hoca aferim gizemcim derdi.Ben iyice kabarırdım.Babamdan sürekli yeni deney göstermesini isterdim.Adamcağız her gece bana yeni deney öğretirdi.Oramı buramı yakmamam için tembihlerde bulunurdu.Sürekli okulunun laboratuarından bişeyler getrdi benim için.Sınıfta sürekli yeni faaliyetler bekler olmuştu benden derken ben bu işten yoruldum ve zirvedeyken bıraktım.Sonraki okul yıllarımda yüzme kursuna gittim ama havuzun ortasına hiç gidemedim kenarlardan tuta tuta gittim hep.O da bana gelmedi bıraktım onu.Sonra foklör de urfa oynadım.Lorke hala ezberimde mesela bi düğün olsa da hünerlerimi göstersem.Sonra tiyatro kursuna gittim 3 yıl.Adam hep sertifika vercem die kandırdı bizi.Vermedi ama bana çok şey kattı o 3 yıl.Enerjimi orda harcadım yani.Annemi babamı yormadım.Derken ortasonda gitar kursuna gittim.La minör mi minör caddelerde rüzgar sol si la..Beni biraz anlasana do majör fa fln bunlarla geçti.Sonra ondan da sıkıldım.Lise de şiir,kompozisyon,öykü filan o işlerin adamı oldum.Hocalar paso zorla bişeler yazdırıyorlardı bana.Bi ara otomatiğe bağlamıştım.”bok” deseler sayfalarca duygusal şey yazabilecek hale gelmiştim.Fotoğrafçılığa merak sardım bi ara ayna karşısında,elimdeki tel gözükmeden kendimi çekmeyi öğrendim ve bu yolda ün saldım.Şimdi kimse bana asosyalsin diyemez arkadaş.Ben canavar gibi yetişmişim.Şimdi ne yapıyorsun dersen yemek yapmayı öğreniyorum,çamaşır yıkamayı-asmayı,az suyla bulaşık yıkamayı…. vbvbvb
Ha bir de kafam hep hinliğe tilkiliğe çalışır çocukluğumdan beri.Yalan söylemeyi sevmem ama bir şeyi bilmiyormuş gibi davranmayı iyi bilirim.Üç maymun benden sorulur ama 3 maymunu da ağlatmışlığım olmuştur.İstemdışı işliyor tilkilerim baş edemiyorum.Ve hayatım boyunca ne zaman bir şeyi merak etmesem hep gelip önüme konmuştur.Enteresan diilmi..Bir de çok iyi fal bakarım tanımadığım insanlara.Bi insanla yarım saat muhabbet etsem ruh halini,maya takvimini,ekinoksunu,dönencesini,son sevgilisin,ne hissetiğini,annesini babasını.....Her şeyini söyleyebiliyorum.Artık bakmıyorum ben bıraktım yea triplerine girince de değişik tepkiler alıyorum.Ama hakkaten manyağa bağlıyorum bazen.İşte saçma sapan rüyalar görüyorum.Allah cezalandırıyo beni.Bundan sonra falda gördüklerimi sölemicem abi banane."Berkay diye bir çocuk var burda ? Bak namaza başla geri döncek....Eliften telefon alacaksın ama önce ayetel kürsiyi ezberle...WAT yapacağına hacca git abi sonra dönüm noktası yaşayacaksın bak valla lan..." gibi cümleler kurcam.Yoksa hiç bi işim rast gitmiyor.
Ohanza saat kaç olmuş.Belim tutuldu blog yazmaktan.Yamuldum resmen.Ama içimdekileri döktüm.


P.S : Okul aile birliğinde teyzesi çalışan Burak Boksurat yatıcak yerin yok olum senin !

Ocak 02, 2011

HAYAT : Bir çay bardağı dolusu anıyı,su bardağına döküp az gözükmesinden korkmaktır

Olanı yaşıyorum derken sen,en derinin en düşmanın olur birden...Türlü hesaplar yaparsın aklındakilerle.Üstü kalsın diyebeileceğin doğru kararların yoktur hiç.Hep borçlu sen çıkarsın.


Yüzündeki o anlamsız tebessüm arkadaşının anlatığı olaya değildir,sen başka yerlere gidersin aslında.O ise anlatığı hikayenin komik olduğuna inanır.Bozmazsın.Ve günler geçer..

Bir gün gözlerin yaşarır.Yine aynı arkadaşın acı bir hikayesini dinlerken bu sefer.Ama onun anlatığına dolmaz gözlerin.Sen zaten uzaktasındır.Denizler aşar belki gözyaşların ama yine uzaksındır.Soğuk sularda terlesende,dizlerini karnına çekip kendine dolanırken uzaktasındır.Belki ayakların kadar uzaksındır belki de ayaklarına prangalar çeken gurur kadar.Belki bir söz kadar uzaksınıdr,belki bir gülüş...

Çay bardağında rakı içmek gibidir hayat..Çok yaşadığına inanmak için ard arda dikersin kafaya ince belli bardakları.Taa ki bir su bardağında su içene kadar.İşte hayat budur ; bir çay bardağı dolusu anıyı su bardağına döküp az gözükmesinden korkmaktır.Korkuyor musun ? Korkuyorum..

Ve genzimi hala yakabiliyorsa anılar, o kadar da uzak değildir "uzak" belki...