Hakkımda

Fotoğrafım
http://twitter.com/pamuksurat

Ağustos 31, 2010

BİR UYKU FETİŞİSTİNİN SABAH 6:11 UYANIŞI

Akşam bloga yazı yazmak için gece 1.30 yatmamın sabah 6.11 de kalkınca saydırdığım küfürlerdeki oluşum etkisini incelersek %98.%2 lik payı da gördüğüm rüyaya ayırıyorum.Gece yatmadan önce o kadar da dedim.”Allahım bana doğru düzgün Prison Break kadar sürükleyici,Gossip girl kadar “oha o da mı” dedirtecek macera dolu şeyler göster diye.Yok abi sanki ben bunu hiç dememişim gibi eski sevgililerimden tekini görüyorum.Avizenin pervanesinde mum döndürüyor aptal mısın amacın ne diyemiyorum tabi ne kadar rüya da olsa “respection”.Bir kaç kız arkadaş yastık savaşı yapıyorlar diyorum lan durun olum o benim kuş tüyü yastığım filan nafile sinir oluyorum derken the best model of the world bir adam görüyorum.Evliymiş.Evliyse ne işi var rüyamda diyip inceptionıma sayıyorum.Adamın yanlışlıkla bebeğini zehirlemişim özür diliyorum nasıl….”valla bilerek yapmadım.Ben onun pril olduğunu bilemedim.Yoksa nasıl berkecanın mamasına katarımm.Valla billa doğru sölüyorum Kerem Bey….”Of ulan ne yordu beni.endimi Bez Bebek film setinde hissetim.Kendimi aklayana kadar dilim damağım kurudu.Sonunu hatırlamıyorum valla uyanıp ta tekrar uyumak için baya kastım çünkü.Yoksa avukatımı aramak zorunda kalıp paralar bayılacağımı sezmiştim.Stajyer bir pamuksurat bunu karşılayamazdı .Derken kilise çanı çınladı.”Kızımmmmm hadi uyan saat 6.15” hııııı uyandım ki ben zatennn deyip yastığa tekrar gömüldüm.Bu nasıl bir yalandır lan düdük ..Napıyım avukat filan umrumda değildi yani.Uyku bu,ölümsüz aşklar varda ölmeyen aşık var mı ? diye soran Ebru Gündeşe var abi uykuuuu diye haykırmak istedimm ki saate baktım 20.11 bu sevdiğim kadın beni yine kandırmıştı.(Neden benim annem saati hep erken söleyip,benim yataktan düşmemi sağlayan bir ses tonuyla seslenirdi hep?Panik yapıp Ufff kolum diye haykırdığım düşüşlerim de olmuştu.)2-3 dkkalık hafif yumuşak uyku arayışları 2.bir sesle daha bölündü.”Uyannn”.Annem kalktığıma inanmamıştı taabikii.Öğlen bile kıyafet seçerken ışığı açan pamuksurat sabahın 6sında neden ışık yakmaz neden ses yapmaz?Belli ki yine uyuyordu.”Giderken bana seslen” deyip yattı kadıncağız.Pofff kahpe kader bu yapılır mı ulan benim gibi uyku fetişisti bir insana.İlk seneden staj senin neyine akıllı mahlukat!Şaka mısın sen ya hadi onu geçtim ne b.k yemeye 2 de yatıyorsun ? Evet kendimle kavga etmeye başlamıştım gene …Gözlerimi açamıyorum ne giydiğimi de hatırlamıyorum.Laptop çantama yıkanmış Honda kıyafetlerimi yerleştirmeyi unutuyordum az kalsın…Giriş kartı filan.. Unutsaydım bunlararı s.crdm.Of bu prosedürleri yordu beni ama Allahtan servisi var diye düşündüm.Yoksa izmitin şekerpınarına nasıl gidilirdi her sabah?Tanrı ona şükretmemi istiyordu belli ki.Şükürler olsun Tanrım amin dedim.Babetleri ayaklara geçirir geçirmez kapının kilidini açtım annemi uyandırmaya kıyamadım ne gerek vardı şimdi zaten defolup gidiyordum kadın niye uyansın.Biz uyku fetişistlerinde şu ilke vardır.”Ben uyuyamıyorsam sevdiğimi bırakın uyusun abi ! “Saate baktım minibüs caddesine doğru yürürken.Yine geç kaldın dedim şapşalsurat ! Postacı yürüyüşlerinden ne kadar nefret etsem de staj döneminde sabahları bu yürüyüşle bütünleşmiştim. Kendimi bazen postacı kıyafetleriyle hayal edip oha kendine gel aptal diye susturuyordum mizahi hayalleri.Yine hava karanlıktı bu sabah ..Ne sabahı geceydi adeta.6.30 diye bir sabah saati olamaz,kimse beni buna inandıramaz arkadaşımm.Bildiğin gece vardiyasına gidiyorum.İşçiyim resmen artık işçi-burjuva empatisi kurabiliyorum.Beraber çalıştığım insanların asgari ücretini yadırgıyorum o kadar arabayı baştan yaratıyorlar paraya bak !Devlet,adam değilsin.Hazineni yolsuzlara yedire yedire Karayip yaptın ülkeyi! Yine uykusuzluk bana sinirlenecek başka konular bulmuştu.Derken durun bir dakika .Her şeyin normal gitmesini zatennn beklemiyorum da bu nee! Aman Allahım ne giyinmişim ben böyle..Siyah boynu transparan uzun bir bluz altında siyah tayt altına leopar babet..Ouw shit! lik bir durum yani.Dışardan beni gören kıyafetin duruşundan (gurbetçi Almancılar değil tabiî ki o kadar da değil kes sesini maymun ruh) yazlıkçı filan sanarlardı ,ve boyundan bileğe siyah oluşumu da bir satanist ayinine katılıyormuşum gibi yorarlardı eminim.Neyse artık beni böyle kabullensin Honda .Zaten o kefen beyazı tulumları giyipte motorun başına geçtiğimde kimse o kızın ben olduğuma inanmayacak çokta tavuklu pilavımla ayranımı mideye indirmiş olacaklardı.Neyseki servise yetişebildim. Trpşıpha adını taktığım bir stajyer arkadaşla çalıştığımız bölümlerin aynı olmasının yanı sıra,beraber aynı servisteydik.Yan yana oturduk biraz sohbetten sonra yatırdım koltuğumu.Hani çok uykusuzum ya.Hani ölüyorum ya..Lan şaka gibi uyuyamadım.Bakıyorum trpşıpha uyumuş,bakıyorum öndeki adını bilmediğim kıvırcık saçlı kadın kendinden geçmiş,kel olan adam aynı şekilde,diğer göbeklinin başı düşüyor,bir diğeri horluyor…..Şöför bile kendinden geçmiş;Sağ şerit boş,soldan gidiyoruz felan o derece yani.Kim bilir ne düşünüyor adam.Bir de durmadan esnemez miyim.O zaman uyusana geri zekalı! Çıldırıciyiim sağıma dönüyorum yok soluma dönüyorum cık..Allah ta belanı 1 saatlik yol bitti zaten…2.bir şansım yok kahretsin! GAME OVER nihahaaha ‘nın ağzına patlatasım varr! Uykum kaybolmasın diye karanlıkta giyinip ışığı açmadım o kadar(ki giydiklerimden belli) serviste uyurum diye..Uyku sen ne nankör bir şeysin ! dedim ve koltuğa resti çekip indim servisten.

Şöyle bir benzetme yaptım sonra düşününce,blog.Uyku da aşka benziyor.Uyku sırasında kendinden geçiyorsun, ne kadar güzel olduğunu erken uyanınca anlayabiliyorsun.Tekrar uyurum düşüncesiyle elini yüzünü bile yıkamıyorsun yine uyumak için çıldırıyorsun.Unutamıyorsun o tadı.Ama sonra ne oluyor? Uykuda dakikalar,aşkta günler geçtikten sonra uykuyu (aşkı da) unutuyorsun.Sanki o uyumak için debelenen sen değilmişsin gibi.Yani aslında sorun sende değil uykunun seni çağırmasıyla ilgili tamamen.Çünkü sen tekrar uyumak istiyorsun,esniyorsun ama uyku gelmiyor..Ne nankörsün uyku lafımdan aşkta böylece nasibini alarak,bu haftaki top10 listemizin 5.sırasına geriliyor..Zirvede ise unutkanlık, 2.sıradaki alışkanlığa yerini kaptırmayacak gibi gözüküyor...


Hande Altaylının “Aşka şeytan karışır” kitabını ofiste bir günde bitirdim bugün.Kitapları kolay kolay beğenmem ama kadın yazmış yani laf yok.Bazı düşüncelerini okurken dedim ki “evrensel kümeye hoş geldin pamuksurat ,düşüncelerinin üst kümelerine de selam ver çünkü şuan kesişim kümesindesin.”Ben de yazsam hikayem böyle olurdu diye geçirdim aklımdan 7 yıl sonrasını düşünerek.Ama kitabın son sayfası beni benden aldı.Nefesimi tuttum “Allah belanı versin hayvan herif!” diyebildim.Sanki benim başıma gelmiş gibi hücrelerimdeki nefretin sinirlerime tebeşir atıp sek sek oynamasını açıklayamadım,açıklayamıyorum.Alice Not İn Wonderland dedim.Sabah 6.11 de kalkan pamuk kafalı ruh uykusundan uyanıp güldü.Senin hayatın umarım daha sakin geçer dedi.Dalgamı geçiyorsun düdük makarna! başıma ne geldiyse senin dik başlılığın yüzünden geldiii diye tam haykıracakken baktım ki, aklımı da baştan çıkarıp şapşal poposunu dönüp uyuyakalmış bile eşşek ruh satırları okurken…Kim bilir yine hangi saçma rüyaları görecekti...
Akşam,
İftarta dayımlarla kuzenimdeydim.Yine bir severek atyılma vakkasını dinlerken midemi tuttum.Dedim yeter bir Nestea şeftali bir de nikotinimi getirin ...Kafaları çekip uyuyacağım erkenden.6.11 lanet gelsin sana ! Tanrım güzel rüyalar ver bana amin.Berkecan ölmesinnn prili kim koydu oraya bir bilsemm ah Kerem Beyy...

P.S : Nestea Şeftaliyi beğenip içmediğim yılların hakkını nasıl ödeyeceğim diye sordum.Sigaramın filtresinden düşeceksin dediler.Anlaşma bu.Doğru söze ne denir ?  Adam haklı beyler...
ccc 22:47 zzz

Ağustos 30, 2010

Severek Ayrılanlar Tayfasına Kıyamamm

Kahkahalarımın bademciklerimi örtemediği bir gün oldu bugün.çok sevdiğim bir arkadaşım gizemle buluştum bu akşam.Burger King in soğan halkası görünümlü kırmızı koltuklarından klima ile tanışıncaya kadar geçen zaman da yer beğendik.Cam kenarı olsun ama çok da köşe olmasın.Sen buraya otur yok ben mi sola otursam diye manyak gibi konuştuk. Her yer aynı olum oturalım bir yere .Başladık yaşadıklarımızı anlatmaya sanki benim hayatımı ctrlc yapıp onun üstüne ctrlv yapmışlar gibi.Anlatıyorum o anlatıyor..Brader her şeymi aynı olur ya! En son aynı anda "OHA!" diyoruz ve millet kafasını sarımsaklı mayonezden kaldırıp ağızlarındaki big king le bize bakıyor.Daha sessiz olup adabımızla şaşırmaya devam ediyoruz.Analiz yaptım da bu sıra gençlerimizde moda olmuş efendim severek ayrılmalar...Bir kahkaha daha patlattım artık kendimi tutamazdım blog.Yahu neyine severek ayrılma ? Bıraksınlar Allah aşkına bizler istanbul çocuğuyuz kim kimi kandırıyor yahu ! Güldürmeyin beni..Normal bir aşkı imkansız gibi gösterip melankolik bahaneler üretmek te nedir Allah aşkına ? Derste kopya çekerken sana doğru gelen hocanın,topuklu ayakkabısının kulaklarında kilise çanına dönüşen tonlamalarla mide kramplarına yol açması gibi bir hale neden sokar insan durumu hemde durup dururken ? Geçen bir sevgili dostum arkadaşının başına gelen bir olayı anlattı.Ağzım 1m açık kaldı ve oha sür... diye devam ettim içimden.Anlatıyım onu da.Bir arkadaşımız var sevgilisiyle gaed iyiler.Adam normal de çok sabit fikirli ama kızı sevdiği için orta yolu bulmak isyteyerek bu kötü özelliğini askıya almış.Bir gün günlerden bilmem ne.Pek te bir önemi yok perşembe ya da cumanın..Kız adama diyorki ; seni seviyorum ama sen herşeyime evet diyorsun ben ayrılmak istiyorum..Uu bebeğim kıyamam ya! Lan gerizekalı insan mısın sen?O kızı bulun yahu bana rica ediyorum.İnsanlığın bir level altında kalmış bir türü görmekten bilim adına memnunluk duyarım.Neyse dostumla bunun geyiğini yaptık abi ne olur böyle sevgi olmaz olsun.Kimi kandırıyor lan bu diye...
Dinledim Gizemi o da beni dinledi öyle bir kaç saatimiz geçti.Ama gülerek anlattık nefret ettiklerimizi bile.Bir dostla konuşmak ne iyi geliyormuş insana ki o senin ikizinse..Eski sevgilisinin parfümünün cio olmasına kadar tanıdık gelen hikayeleri dinlerken dedim ki bu benim hayatımı mı anlatıyor ? Sonra 1 ay önceki Armuta benzeyen bir sevgilisini anlattı boyları bile aynı.Belki benimkisi 1cm uzundur.Dedimki dur devam etme gerisini biliyorum.Kimsenin şuana kadar düşünemeyeceği yorumlar yaparken kızların aklının gerçekten 3boyutu yaşadığını uygulamalı gördüm,yaşadım.Kolamdan son yudumumu aldıktan sonra hadi kalkalım kuzu dedim.Oradan bostancıdaki cordon a geçtik.Kavunlu nargile ne de iyi gelirdi bir steakhouse tan sonra..Ben illegal anılarımı anlattım ona kimsein bilmediği.Nargile kafa mı yapmıştı hayır sanmıyorum kendimi yakın gördüğüm için anlatmıştım.Bir yandan da kırık taşımı 6-6 lık zarla,önceden kapı aldığı yere sokmaya çalışımı uzaktan izlerken fark ettim anlatırken daldığımı.2 iş bazen aynı anda yürümüyordu arkadaş.Derken onun staj yaptığı şantiyeden arkadaşı(şefi) geldi Bora.Onunla sohbet etmeye başladık okul yıllarındaki anıları anlattı.Kopya anıları malum..Güldük eğlendik.Onu şehir dışında okumanın güzel taraflarını anlatmak aldı.Sonra balıkesirde okuduğunu söyledi.Altınoluğa gittini yazları.Melisa ve şato cafeyi bilip bilmediğimi sordu.Oha dedim dünya ne kadar da küçük böyle...Melisa cafede bıraktığım bir kaç anı geldi aklıma.Onun arabasıyla modaya waffle yemeğe giderken arabada çalan şarkı eşlik etti düşüncelerime.Saat 22.30 filandı.O arabayı park ederken bizde gizemcimle waffle söledik.Muz-çilek-fındık ezmesi-beyaz çikolataaa uh aşk bu hayat bu dedim bir an sonra sütte olsa ne güzel olurdu...Sonra Bora da geldi dondurma almaya gitti derken liseden diğer arkadaşlarla karşılaştım kemal ustanın önünde.Tesadüfünde böylesi yani.Gizemin cio kokan eski sevgilisi filan...Boranın da gizemden hoşlandını düşünürsek hoş bir karşılaşma olmadı bu ..Ama güldüm yani abi saat 22:45 te modaya kemal ustaya kaç eski sevgili gelirdi yani bilemedim.Oha öküzcük diyebildim.Wffle yemek ne zor işti Allahım burnumda nasibini almıştı tatlıdan..ve saat 11:00 kalkalım dedik.Tekrar arabaya derken bir şarkı beni benden aldı.Tarkanın adını kalbime yaz mı adımı kalbine yazmı işte öyle bir şey.Adam inanmışta yazmış başka bir açıklama bulamadım.Bazen yol hiç bitmesin dersin ya hani bir şarkı çalarken işte öyle anlardan biriydi.Beni eve bıraktılar sağolsunlar.Kapıyı açan annem"bende tam seni arayacaktım.."dedi ."oyy ben vaktimde gelirim" dedim bir öpücük attım yanağa.Odaya geçtim,çantamı fırlattım koltuğa.Yatağa uzandım yüzüstü.Hayır aptal ağlamadım..buika - no habra nadie en el mundo sunda ruhumu dinlendirdim.Bir de mum yaktım.Huzur bu hayat bu.Yemişim severek ayrılanlar tayfasını...


P.S : Severek ayrılanlar tafasının idolü Nihat Doğan olmalıdır diyorum.''eğer ruhlarımızı ortaya koyacaksak, senin ruhun ve benim ruhum ortaya gelecekse, allahımın üstüne yemin ederim ki senin ruhun benim ruhumun önünde diz çöker, tövbe ister"blablablabla..

Ağustos 28, 2010

Güneşle Yağmuru Ayırt Edemedim Ben






Kokuları başka başka insanlar tanıdım 
Ama saçları hep aynı kaderin kokusunu taşıyordu ellerimle okşandığında.
Başka şehirlere taşınan sevgililer tanıdım
Ama yollar hep uzaktı gidilmeye çalışılınca..
Bakışları başka başka insanlar tanıdım 
Ama gözlerinde hep aynı şeyi gördüm kendimi...
Başka başka savaşlara katıldım kendi içimde 
Ama savaşı başlatan hep bir başka yeniçerili sevgiliydi.
Duşun soğuk su tarafı,
Vücut ısımın sabitlediği gözyaşımın sıcaklığını seyreltmeye yetmiyordu,yetmedi.
Soğuktu bu oda , ben üstümdekileri çıkarırken
Ve sıcaktı bu oda, ben kat kat giyinirken...
Hiç bir zaman doğru hissedemedim.
Güneşle yağmuru,
gerçekle yalanı hiç bir zaman ayırt edemedim ben...
Gerçek
Neredesin şimdi ?

Ağustos 27, 2010

XS BİR RUHA XL BİR GÜLÜCÜK



XS Bir ruhta XL bir gülücük nasıl emanet drursa öyle emanet duruyor işte bende.Bunun bana göre olan bedeni yok mu sorularıma "yok efendim kalmadı" cevapları demek oluyo ki ; %70 indirim günlerini bekleyene kadar neredeydin gizem ? Bu gülücük üstünden düşmek üzere bari bir çengelli iğne alda üstünden düşmesin.Hep büyük beden mutlulukları,gülücükleri,aşkları ucuz diye almadık mı ? Neden insan düşünemiyor hepsini toplayınca pahalıya patladığını...Akıl nerelerdesin yine ? Yıllık izninden dön bugün.Ruh sensizken yanlış alışverişler yapıyor...



Nikotin Oğlum,Babana Benden Selam Söylemelisin..

Bir yandan kaçıyorum tüm bildiklerimden.Diğer yandan tutuluyor anılar nefesime.Bir nefeste çekiyorum içime.Başımı döndürmüyor sigara,eskisi gibi öksürmüyorum.Evlatlık mı alsam seni diye düşnüyorum.Sahi nikotin oğlum olur musun ? Babanı mı soruyorsun .Seni bana alıştıran olsun.Karnın mı acıktı evlat ? Benimde acıktı biraz aşk mı söyleyip yesek..Çünkü pişmanlıktan ruhum obezite oldu.Gülme oğlum hiç annenin yaralarına gülünür mü ...Hadi koş elini yüzünü yıka nikotin,dışarıdan geliyorsun dua edelimde ellerinde mikrop keder bulaşmamış olsun.Sonra işin yoksa dolaş doktor doktor.Önemli olan kapı kapı dolanmak değil sana bir şey olmasın.
Neden mi karanlıkta oturuyorum ..Bu mumları neden yakmışım doğum günüm müymüş bugün.Allahım nereden buluyorsun bu soruları çocuğum ...Melankolik bir annen var işte senin böyle,karanlıkta mumları yakıp oturan bir elinde oğlunu içerken diğer elinde delicesine bir şeyler yazan...

Artık büyüdün bunu anlayacak yaşa geldin.Oturduğumuz bu ev mutluluğun çatı katı olduğu için kirası hep fazlaydı çalışıp öderim sanmışdım,sadakatle.Ama olmadı oğlum,kokunla sinmeyi sevdiğin bu duvarlara veda et,kirayı ödeyemediğimiz için ev sahibimiz bizi çıkarıyor.Babanı mı nerde ? Böyle zamanlarda hep seyahatlerde olur bitanem.Sadece nakliyat parasını karşılar.Nakliyat mı ne demek...Hadi biraz uyu canım bugün çok karıştın nefesime.Ellerim sen kokuyor.Korkma artık karanlıktan bak yanındayım işte.Ağlama ne olur üzme beni...
Gitmiyorum sensiz hiç bir yere.Mutluluğun bodrum katında oturacak olsakta elini bırakmayacağım oğlum.Sen benim tek nefesimsin adın nikotin ve ciğerlerimdesin.Babana benden selam söylemelisin....



Ağustos 26, 2010

SON İSTEĞİM Mİ NEDİR ?

Kendini suçlama...Hayat sana güzel günler vermedi diye.Kötü günler görmedikçe o günlerin güzel olduğunu anlayamıyor insan.Güzellik kavramı işte bu yüzden geç algılanan bir şeydir.Aynı sevgi gibi...Kahkahalarının yükseldiği günleri sıradan sayarken,acı çektiğin günleri günleri hangi kategoriye koymayı planlıyorsun?İyiyi,kötüyü görmeden neden fark edemiyor insan ? ...Neden hep iyiler,güzeller sonradan benimsenirler ?
 Hastanedeydim.Ağrım dayanılmazdı.Ameliyattan yeni çıkmıştım.Ağrı kesicilerin binbir çeşidi kanıma karışmış olsa da , hücrelerim bu düşmanla savaştılar.Ozaman o ağrıları duyunca anladım ki,insanın kalbinden başka,başka organları da pekala ağırabiliyormuş.Her aşk bir ameliyatla vücuttan alınsa da kalp hep yerinde dururdu.Neden onu da almazla diye düşünürdüm hep..Anlıyorum ki,acıyı hissetmezsen yaşadığını da hissetmezmişsin.Kalp yerli yerinde çünkü yaşadığını hisset diye.Aşk iltihap toplatmasın diye temizlenirken köşe bucak kalbinden, her nefes alıp veriş bir hoşgeldinmiş ağrılara.
Yattığım yatak cam kenarındaydı.Ve 10.kattaydı servisim.Evet bir devlet hastanesiydi hani şu tanımadığın insanlarla bir arada tutulup yemek kokularının burnunun koku lobunu intihara sürükleyen odalardaydım.Seslerden miydi yoksa ağrılarımdan mıydı o uykusuzluk hatırlayamıyorum...Tek hatırladığım pencereden sadece gökyüzünü görebildiğimdi.Annem başucumda akan gözyaşlarımı silmeye çalışıyordu,dualar okuyordu,saçlarımı okşuyordu.Benimle konuşmaya çalışsa da, benim günlerce ettiğim tek söz "su"ydu.Alınmıyordu bu soğuk halime.Daha fazla seviyordu hatta.
Babam çok duygusaldı.Tutamaz hiç kendini,ogünlerde de tutamamıştı.Beni ağrılardan kıvranır halde görünce bırakmıştı kendini.Gözyaşlarıma dedim ki içimden usulca ; bakın işte özbabanız...Selamlaştı baba kız hiç susmadan ağlaştılar. "Baba kurtar beni bu ağrıdan yalvarırım baba ! " dedim. Babam ağladı ağladı hiç konuşamadı.Anneme döndüm "Ne olur ........!" dedim.Annemle babam hiç konuşmazlardı ayrıydılar senelerdir.Babam anneme yatığı uzattı,kolumun altına koyması için.Annem aldı dediğini yaptı.Seneler sonra ilk kez bir şey konuşmuş oldular.Bu sahneyi görünce durumum çokmu ciddi diye düşünmeye başlamadım da değil.Güldürme beni düşüncelerim,dikişlerim sızlıyor dedim.Odam akrabalarla,arkadaşlarla dolmuştu."Hadi kalkta şuraya gidelim..." muhabbetleri ne kadar da sıkmıştı yarabbim.Tek istediğim doğal olmalarıydı.Ölüceksem bile,"Ölüceksin" demeleriydi.İçerlemezdim....İsyan etmezdim...Ağlamazdım...Ne yaşadıysam yaşadım diye düşünürdüm...Tama kabul ben koca bir yalancıyım.Tabiki yıkardım ortalığı,ama şirinlikte yapardım ağrılarla.Gülmeye bağımlı bir insanım ben.Acı çektiğim günler , ,nsanları en çok güldürdüğüm günler olarak saptanmış.Şaşırdım önce buna,ama doğruydu.Dikişlerimi sızlatıyor bile olsa gülerdim ben bu hayata.
Hep "son isteğin nedir?" sahnelerini ilgi çekici bulmuşumdur zaten.Sorarlar diye bekledim.Sormadılar.Sonra ben göz kapaklarımı kaldıramadığım bir anda sayıkladım ; "Bana onu getirmeyin.","Bitkisel hayata girsem de,hayata geri döndürmek için bile olsa getirmeyin..."
Sonra gözlerimi açtım "Şaka yapıyorum aptallar getirin tabiki,eh ölmeden önce göreyim bir..! " Kahkaha sesleri sancılarıma karışır ve beyaz duvarlara diğer hastaların anılarının yanına asılır...

Ağustos 25, 2010

Ruh Eşi




                                                                             
                                                             Gittin
Sanma ki ben gitmedim..
Ruh eşimdin gördüm
Ama bunu sana söyleyemedim.
İnanmanı bekleyemezdim.
Göremeyene anlamsız gelirdi.
Sana da öyle gelecekti
Ama ben gördüm.
Sen giderken bile söyleyemedim.
Nasılsa anlayacaktın bir gün..






Ağustos 21, 2010

Bu oda o oda değil,ağlayan çocuk sesi yok.Ona bağıran anne sesi yok...


















Bitmesi gereken yerden başlamak,
Dudaklarının değdiği her hücremin sızlamasını önlemeye çalışmak gibi..
Yine yağmurlu bir gün bugün
Adını gözyaşı koymaya utandığım şey, yanaklarımdan yokuş aşşağı süzülüyor vücudumun kıvrımlarından...
Durduramıyorum,sızlayan bütün vücut yıkanıyor..
Sabun kokması gereken vücut,hala sen kokuyor.
Sabah ezanı okunuyor,yine o saatler...
Uyumak bilmiyorsun,uyutmak bilmiyorsun.
Tam sırtımı dönüyorum sana
Yine ruhuma dokunuyorsun.
Böyle sürüp gidiyor saatler...
Sabaha karşı uyuyakalıyoruz
Uyanıyorum..
Uyandırıyorum..
Önce nazlanıyorsun..
Sonra gözlerimin içine bakıp çaresizce kalkıyorsun...
Sarılıyorum,sen gözlerini ovuştururken.
Daha yanındayken özlemeye başlamak ;
Evet uçaktan atlar gibi,
Üç tekerlekli bisikletten,iki tekerlekliye geçerken ilk düşüş gibi..
İlklerini sızlatan bir güvene küfretmek gibi...
En kötü küfrümün aptal salak gerizekalıyla kısıtlı kalınıp yüzüne çarpmasıyla kaçıyorum
Kovalıyorsun,belimden kavrıyorsun.
Gülüyoruz,gülüyoruz...
Ben vuruyorum sen kıyamıyorsun..
Aptal! diye devam ediyor sevmelerim
Salağım ! diye devam ediyor sevmelerin....
Rüzgarın odamın,kapısını çarpma sesine açıyorum gözlerimi..
Uyanıyorum.
Bu oda o oda değil,bu pencere daha büyük,yatak daha alçak..
Sıkışmıyorum da bu yatakta.
Apartman boşluğundan yükselen, 
Ağlayan çocuk sesi yok...
Ona bağıran anne sesi yok....
Bu yastık, ben kokmuyor.
Bana karışan sen kokmuyor..
Varlığını hissetiremeyen sessizlik içimi ürpertti.
Yine de bir heyecanla sağıma dönüyorum.
İşte burdasın !
O kadar korktum ki yoksun diye.
O kadar korktum ki ...
Seni uyandırıp anlatmak,ağlamak hatta sıkı sıkı sarılmak istiyorum.
Duyuyor musun beni?
Dur bir dakika..... 
Ellerim,dudaklarım üşüdü tenine değince.
Uyan !
Korkuyorum...
Hayır..
Hayır lanet olsun!
Nefes almıyorsun....


Gizem İPEK

Ağustos 18, 2010

Akciğerlerim Pişmanlık Topladı

Ruhumun yorgunluğunu inatla örten gölgem kan ter içinde uykusundan uyanıyor.Adın geçtiğinde aklımda beliren hayalin,bugün alacakaranlığı kucaklıyor.Seni taşıdığım kalbin üstünden,sayısız vagonlu tren,sabır raylarıma baskı yaparak geçti.Akıl bu ağrıya tıp oynatacak güzel anıları kendine düşündürürken,ruh bu tezat baskıları içinde barındırmanın verdiği neffesiz havanın içinde boğuldu.
Anneme kızdım önce ; sonsuza kadar say demeyi öğretmediği için,birine güvenmeden önce...Akciğerlerim pişmanlık topladı bugün.Sigaranın hiç bir suçu yoktu.Sigara demişken sanırım pakete başladım bugün.Keş bir müzisyenin berrak ruhuna ne mi oldu ? Nikotin oldu...
Kafamdaki milyonlarca "neden ?" sorusu uyuşturdu beynimi tıpkı alkol gibi..Evet belki de sen kötü bir alışkanlıktın sevgili.Seni hiç yalan söylerken hayal edememiştim, hani derler ya bazen hayal etmediğin zaman,işte o hayal etmediğin şey her neyse daha çabuk olur..Doğruymuş.Sana gelmek için aldığım cam kenarı bileti şimdi kimbilir hangi denizin tuzlu maviliği...Attım.Önümde duran, adı seninle başlayıp imzası adımla biten tarihli sayfalara baktım..Sen sayfaların içindeydin.Sonra dönüp ruhuma baktım.Kader, herzamanki gibi temizliğini yapıp bırakmıştı boş odayı ruha...Söz verdim o boş temiz odayı görünce kendime.Söz verdim kendime.Bir daha kirlenmeyecekti o oda.Bir daha güvenmeyecekti,bir daha sevmeyecekti belki bu yüzden bir daha incinmeyecekti.Pişmanlık yıllık izne çıkacaktı ruh böyle temiz kalınca....Sus,anlatma boşuna.İnanmamı bekleme yalanlarına.Sen olsaydın inanır mıydın bana ? Hayır..Çöplüğüme giren yabancı horoza bile bunu yapmazdım ben.Berrak ruh küfrediyor içinden defalarca.Lanet edercesine akla gelen yaşanmışlıklara.Neden onu özel görüp bulutlarda sabahladın?Farklı mı sandın onu ? Nasıl bu kadar aptal oldun ...Kötü biri olma fikri hiç bukadar yaklaşmamıştı ruhuma.Bugün bir dönüm noktası benim için.Kanser olan hücrelerimi umutla tedavi etmeyeceğim artık.Bırakacağım sağlıklı hücrelerimi de baştan çıkarsın kanser, tüm vücut uyuşsun ağrıdan.Umuda ya da iyi niyete yakın derecelik akrabalığım artık yok benim.Ben üveyim ! Her yerim ağrıyor benim.Omuzlarımda son sarılışını hisseder gibiyim..."Kendine çok dikkat et ne olur .."  deyişin kulaklarımı okşuyor.Beni önce kendinden koruman gerektiğini nereden bilecektin ? Kimsin sen ? Nasıl bir katilsin ? Ölü ruhumda parmak izlerini teşhis etmeselerdi,beni senin öldürdüğüne kim inanırdı sevgilim? Sen bana kıyamazdın ki.....
Her hüsran bir basamaksa ben o basamaklardan gözyüzüne çıktım.Yükseklik fobim olduğu halde sırf senin için aptal sırf senin için aşşağı baktım...O kadar yabancıydın ki hafıza kaybına uğramış gibiydin..Gözün dönmüştü,beni tanımadın.İşte o an seni öyle görünce reenkarnasyona inandım....Sözlerin hafızama deprem gibi indi.O enkaz da seni unutmaya yetti..

Eğer kim olduğunu gerçekten bilseydim sevdiğim insan hatrına sana "gitme" derdim.Ama düşündüm de o zaten bensiz gitmezdi..Beynim bir aya inanmakla son iki güne inanmak arasında intihar etti.Çünkü öyle acı bir gelgitti..
Seninkisi kuzu ruhu ele geçirilmiş bir kurt hikayesi....Kurtun sana yaklaştığını ben nasıl da göremedim ! Bilseydim hiç bırakıp gitmezdim.Şimdi çok uzakta kuzu,dağların çok çok ardında.Adımı sesleniyor ben o değilim diye bağırıyor geceleri rüyalarımda ! Bilseydim gerçek yerini keşke,durmazdım buralarda..
Sesini duyurabilecek kadar yakınken bana,bu hayata ait olamayacak kadar gerçeğe uzaktasın...
Gizem İPEK

Ağustos 13, 2010

Kadehler Kalksın O Ruha



 Kendimi kimseye yakın hissetmiyorum.Herkesin gerçek sandığı üvey bağlar kuruyorum.Kendi gerçek duygularımı gizlemek için tezat duygular sunuyorum.Çok seviyormuş gibi yapmak,onları kendime uzak hissettiğimi belli etmekten daha kolay benim için.Nedenlerden çok sonuca bakıyorum artık.Herkesi dinliyorum ama sıra bana gelince hiç bir şey anlatmıyorum.Susuyorum,geçiştiriyorum.Sanki 20 yaşımda doğmuşum gibi,öncesi hiç olmamış, yaşanmamış gibi susuyorum.Merak ediyorlar...Sayfa sayfa yıllıkları açıp tozunu kaldırma niyetinde değilim. Belki ara sıra kendi dünyama çekildiğimde sayfaları çeviriyorum ama okumaya cesaret edemiyorum.Okuyamıyorum.Sanki okumaya başlasam birden sayfalar beni kucaklayacak ve o tarihe gidecekmişim gibi geliyor.Hiç bir zaman ne istediğimi,nereye ait olduğumu bilemedim.Bir suyun şeffaflığında çektim sandım kendimi temize.
Alkol karışmış ruhuma geceleri,burnumda kokusu,yavaşlatır bedenimi.Biri diğerine benzemeyen isimler sayıklarım.Dilimi bir ateşte bin suyla yakarım.Aklım devam eder bu oyuna,biri diğerine benzemeyen hayaller yaşarım.Kimim ben? Nereye aitim? Hangi şehre ? Hangi sokak lambalarında aydınlanırım ? Hangi kapının önünde sabahlarım ? Kayboluyor ruhum tanıdık bir ruhta,şimdi kadehler kalksın o ruha...

Ağustos 06, 2010

Kötü Biri Olacağım

Bazen biri gelir tüm kurulu düzeni , o depreme dayanıklı sandığın kalbini yerle bir eder.Sağır olmaz dediğin kulaklarını sağır eder.Sahura kalkmaz dediğin tüm iyi niyetlerini iftara sürükler.Mutluyum diye haykırsanda yüreğini inandırmak için kendine...Zehrin torunları oyunlar oynamaya başlar hücrelerinde.Bütün camlar kapalıyken vicdanında, seni cereyan nasıl olur da çarpar ? ..Belki de hiç çıkmamalıydım evimden,eskicilere,satıcılara açmamalıydım güvenip şu  çelik kapılarımı...Hata mı yaptım diye düşünüyorum bazen,başlangıçlar soyut sonları getirir çünkü biliyorum.Şüpheler inançları tetikler bilir misiniz? Aklınıza tıp oynatmak istersiniz, o hep oyunbozan çocuğu oynarken,inançları durdurmak ne kadar da zordur.Bir düğünde halay başını çeker umutlar,sonra neden karınlarına ağrı saplanır da otururlar ?...
Bazen hiç hesapta yokken gitmek,sizi bir ömür temelli kalmış kılacaktır; ışık almayan ,sadece kendi ayak seslerinizi duyduğunuzda ,kulaklarınızın varlığını hissedebileceğiniz o sessiz hücrelerde...
Dolabımda sakladığım tek bir kötü gün sigarası vardı.Çıkarttım o derinlerden.Hatırlayamadığım bir tarihte rujumun izi bulaşmış filtresine.Sonra cesaret edememişim belli ki yakmaya..Ya da hak edilmemiş o zaman acıya sek gitmeye...Elimdeki tek kırık çakmakla yakmaya çalışıyorum bir türlü gözgöze gelemiyorum o dumanla..Çalan şarkı duygulandırıyor beni, bir anda gözyaşımın dumanla sarılışını hissediyorum.Ve sigaram yanıyor.Çakmak,savaşında galip.Sigaramın külleri, yıllardır babasız olan gözyaşlarıma nasılda kucak açıyor ..."Gideceğim" diyorum kendi kendime.Öyle sessizce,sarılırken küllere ...Söz veriyormuşçasına kendime.Hiç bir açıklama yapmayacağım kimseye.Anlamalarını beklemeyeceğim artık beni zaten onlar anlamak için uğraşıyorlar mı ki ? Alışkın değilim bir düzende düzensizi yaşamaya. Anlatmaya çalıştıkça ne istediğimi,anlamdan anlamaktan uzaklaşıyor o gözler...Ki bazen yanlış anlaşılmaktansa hiç anlaşılmamak daha iyidir.Oyüzden anlama beni.Oyüzden anlamayın beni...
Bu gidişime , mantığıma sadık kaldıracak bahaneler uyduracağım.Küçük balıkçı tekneleriyle değil bu sefer gemilerle açılacağım.Kaybolmaktan,unutulmaktan,unutmaktan korkmayacağım.Yılda bir kez annemi görmeye gideceğim.Diğer zamanlar aklımın denizinde korsanı oynayacağım.İyilikten,iyiden medet ummayacak ruhum,artık kötüyü oynayacak...
Gülüşlerimi satacağım birer birer,sonra sevdiklerimi hiç acımadan uzaklaştıracağım kendimden.Yalanlara bulaşacağım,ihanetler edeceğim,kendimi unutacak kadar sarhoş olacağım her gece.Adımı hatırlamayacağım.Hatırlatmaya kalkışanları adamdan saymayacağım.Milyonlarca kalp kırıp katil olacağım...Kim tutuklayacak beni ? sen mi ? o mu? ya da bir başkası mı ? Neden korkmuyorum acaba..Kötülerin, kelepçelerinin kilitleri hep bozuk olmaz mı zaten neden anahtarları arıyorsunuz ki ?... Gökyüzünün mavi olduğunu biri bana söylemeden hatırlamayacağım.Önce siyaha boyayacağım her yeri.Işıkları yakıp ,bir körün hayalinde işleyeceğim bütün günahları....Nefret sevgiden daha çok acıtmaz diyenleri haklı çıkarırcasına seviyormuş gibi yapıp gideceğim.Sevgi-nefret arasındaki o dar kaldırımdaki taşların sayısını ezberimde tutacağım.Kimse sevemeyecek beni ama kimse nefrette edemeyecek işte öyle kötü bir şey olacağım....


100.kayıt

Ağustos 04, 2010

Kalp Atışlarımdaki Haçlı Seferleri

Şu kahpe yolları,günlere bölen zamana ne demeli ?
Karşıdan kollarını açıp bana doğru gelen sevgili mi...?
Yakın gözlüğüm masanın üzerinde koşun getirin bana.
Yoksa dayanamam halüsinasyon oyunlarına...
Kırk yılda bir görebiliyorduk ya hani birbirimizi
Yoksa güneş tutulması bugün mü sahi sevgili ?
Kalp atışlarımdaki haçlı seferlerini başlatan
Saniyesinde aklımı aklına taşıyan
Kiracısı olduğum mutluluğu bana satın alan...
Evet gerçekten de sensin...
Görüyorum ki dayanamayıp gelmişsin..
Kalbimin çalar saatini kuruyorum her sabah sana
Bir ömür böyle uyanacaksın belki de doyamadan uykulara....




Gizem İPEK

Ağustos 01, 2010

Karnımda Düşürmeye Çalıştığım Cenin Anılarımla..

Müstakil aşklarıma selam olsun,
Anılarım bodrum katında.
Ve ben nedense hiç gerek duymuyorum
Merdivenleri kullanmaya.
Güneşin doğuşu daha güzel görünüyor çatı katından
Genzimi yakan dudaklarımdaki ahşap kokusu bir yandan...
Geceleri bodrum katındaki hiç dinmeyen kavgaları duyuyorum
Hesapları bitmek bilmezken benimle,
Şarap,sağır etmeye yetiyor kulaklarımı...
Bütün vücudumu ateşli bir hastalığa teslim ediyorum.
Renkler öyle akıp gidiyor gözlerimi kapayınca
Bir siyahlıkta şeffaf görüyorum anıları...
Milyonlarca "geçmiş" olan anıların hepsi aynı anda,
Beynimi ele geçiriyor.
Karşı koyamıyorum,hatırlanmaması gerekilen şeyleri hatırlamaya..
Engel olamıyorum bu yumruklara....
Bak şu bana sarılan kana...
Bir dört yol ağzında bıraktım her şeyi
Yine o dört yol ağzında dövdü attı anılar beni..
Merdivenlere yürüyorum ;
Karnımda düşürmeye çalıştığım cenin anılarla.....
Katil yapacak bu beni biliyorum.
Ama aklımı çatıdan bodruma taşıyacak olan o şeyi doğurmaya katlanamıyorum..!



Gizem İPEK