Hakkımda

Fotoğrafım
http://twitter.com/pamuksurat

Ağustos 26, 2010

SON İSTEĞİM Mİ NEDİR ?

Kendini suçlama...Hayat sana güzel günler vermedi diye.Kötü günler görmedikçe o günlerin güzel olduğunu anlayamıyor insan.Güzellik kavramı işte bu yüzden geç algılanan bir şeydir.Aynı sevgi gibi...Kahkahalarının yükseldiği günleri sıradan sayarken,acı çektiğin günleri günleri hangi kategoriye koymayı planlıyorsun?İyiyi,kötüyü görmeden neden fark edemiyor insan ? ...Neden hep iyiler,güzeller sonradan benimsenirler ?
 Hastanedeydim.Ağrım dayanılmazdı.Ameliyattan yeni çıkmıştım.Ağrı kesicilerin binbir çeşidi kanıma karışmış olsa da , hücrelerim bu düşmanla savaştılar.Ozaman o ağrıları duyunca anladım ki,insanın kalbinden başka,başka organları da pekala ağırabiliyormuş.Her aşk bir ameliyatla vücuttan alınsa da kalp hep yerinde dururdu.Neden onu da almazla diye düşünürdüm hep..Anlıyorum ki,acıyı hissetmezsen yaşadığını da hissetmezmişsin.Kalp yerli yerinde çünkü yaşadığını hisset diye.Aşk iltihap toplatmasın diye temizlenirken köşe bucak kalbinden, her nefes alıp veriş bir hoşgeldinmiş ağrılara.
Yattığım yatak cam kenarındaydı.Ve 10.kattaydı servisim.Evet bir devlet hastanesiydi hani şu tanımadığın insanlarla bir arada tutulup yemek kokularının burnunun koku lobunu intihara sürükleyen odalardaydım.Seslerden miydi yoksa ağrılarımdan mıydı o uykusuzluk hatırlayamıyorum...Tek hatırladığım pencereden sadece gökyüzünü görebildiğimdi.Annem başucumda akan gözyaşlarımı silmeye çalışıyordu,dualar okuyordu,saçlarımı okşuyordu.Benimle konuşmaya çalışsa da, benim günlerce ettiğim tek söz "su"ydu.Alınmıyordu bu soğuk halime.Daha fazla seviyordu hatta.
Babam çok duygusaldı.Tutamaz hiç kendini,ogünlerde de tutamamıştı.Beni ağrılardan kıvranır halde görünce bırakmıştı kendini.Gözyaşlarıma dedim ki içimden usulca ; bakın işte özbabanız...Selamlaştı baba kız hiç susmadan ağlaştılar. "Baba kurtar beni bu ağrıdan yalvarırım baba ! " dedim. Babam ağladı ağladı hiç konuşamadı.Anneme döndüm "Ne olur ........!" dedim.Annemle babam hiç konuşmazlardı ayrıydılar senelerdir.Babam anneme yatığı uzattı,kolumun altına koyması için.Annem aldı dediğini yaptı.Seneler sonra ilk kez bir şey konuşmuş oldular.Bu sahneyi görünce durumum çokmu ciddi diye düşünmeye başlamadım da değil.Güldürme beni düşüncelerim,dikişlerim sızlıyor dedim.Odam akrabalarla,arkadaşlarla dolmuştu."Hadi kalkta şuraya gidelim..." muhabbetleri ne kadar da sıkmıştı yarabbim.Tek istediğim doğal olmalarıydı.Ölüceksem bile,"Ölüceksin" demeleriydi.İçerlemezdim....İsyan etmezdim...Ağlamazdım...Ne yaşadıysam yaşadım diye düşünürdüm...Tama kabul ben koca bir yalancıyım.Tabiki yıkardım ortalığı,ama şirinlikte yapardım ağrılarla.Gülmeye bağımlı bir insanım ben.Acı çektiğim günler , ,nsanları en çok güldürdüğüm günler olarak saptanmış.Şaşırdım önce buna,ama doğruydu.Dikişlerimi sızlatıyor bile olsa gülerdim ben bu hayata.
Hep "son isteğin nedir?" sahnelerini ilgi çekici bulmuşumdur zaten.Sorarlar diye bekledim.Sormadılar.Sonra ben göz kapaklarımı kaldıramadığım bir anda sayıkladım ; "Bana onu getirmeyin.","Bitkisel hayata girsem de,hayata geri döndürmek için bile olsa getirmeyin..."
Sonra gözlerimi açtım "Şaka yapıyorum aptallar getirin tabiki,eh ölmeden önce göreyim bir..! " Kahkaha sesleri sancılarıma karışır ve beyaz duvarlara diğer hastaların anılarının yanına asılır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder