Milyonlarca yıl bizle sevişip 1sn de silmiş gibi bizi hayat...Karnımdaki bitmez krampların nedeni özlemek mi ? Vücudumun bana anlatmaya çalıştığı şey , saçlarımda kokusunu aradığım şey,gözlerimdeki şu donukluk, bu erken uyumalar geç kalkmalar...Dilimi damağımı kurutan sessizlik ...Kurtarmaya çalıştıkça daha da uzaklaşan anılar... Vücudum anlatmaya çalıştığın şey bu mu ? Bunun adı özlemek mi ....
Oysa bir trafik kazasını yeğlerdim.Kırılan kaburgaları,içiçe geçmiş kemikleri,kan revan içinde yerde uzanmayı bu duyguya yeğlerdim.Sordun mu bir kez olsun bana sordun mu özlemek istiyor musun diye ! Sormadın ...Üvey bir babanın içki sofrasından kalkıp el kadar çocuğa attığı tokat gibisin sen bana.Senin adın "özlemek"...Acımasızsın.
Gecenin 3ünde bile üstümdeki yorganı atıp içimi titretirsin,rüyalarımda bile huzur vermezsin bana hemen kendini gösterirsin,unutmaya çalıştıkça daha da derinleşirsin.Senden kaçtıkça her yol sana çıktı.Geri geri yürüsemde seni görünce , ensemde hep o sıcak nefesin vardı.Ve ne zaman çevirsem yüzümü burun buruna geliyoruz seninle.Şarkılar en büyük dostun senin.Hepiniz birden nişan alıp vuruyorsunuz beni...Kalkıp gitmek istiyorum kollarıma yapışıyorsun.Gözlerimi kapatıyorum canımı acıtıyorsun.Nefesimi tutmak anlamsız kokusu bir başka...Arsızca ele geçiriyorsun bedenimi karşı koyamıyorum bu güce...Mahvediyorsun beni.Tarifi olmayan bir huzurla tarifi olmayan bir acıyı peydahlıyorsun bana.Evet işte sen busun senin adın özlemek...
Yutkunamıyorum boğazıma takılan onca güzel anıdan.Nefes alamıyorum.Boğazımda kaldı dilimlenen sözler...Başım dönüyor,midem bulanıyor.Ölüyor muyum ? Beni öldürüyor musun ? Yapma bana kıyamazsın sen.Dur ne olur yapma ! Ya da yap ! Öldür beni evet evet öldür ! Sende kurtul bende...Ruhumu al sonsuzlaş bedenimde.Hadi öldür beni.Böyle yaşamak tekerlekli sandalyeden hergün düşmek gibi.Böyle yaşamak ; İstiklal caddesinde bir körün evine gitmeye çalışması gibi.Bitmeyen uğultular var kulağımda.Ama görüntü yok,sadece bir sesten ibaretsin.Bazen çok içince , çok çok içince anılar bir kıyak yapıp hala o günlerdeymiş gibi hissettirebiliyor.Ama sabah uyanınca yine aynı uğultu vuruyor kulaklarıma.Üşüyorum her gece..Her gece sarılmak için uzandığım o boşluk sensin.Acıtıyorsun..Senin adın özlemek.
Kurtulmak mümkün müdür senden sadece bi saniyeliğine bile olsa ? Senden kurtulmak için yalınayak koşuyorum arkama bakmadan.Sonra bir bakıyorumki çıplağım unutmuşum giyinmeyi.Meğer ben hiç bir zaman giyinmiyormuşum.Üstümü örten şey senmişssin hep.Seni bırakıp kaçmak olmazmış.Senelerdir sen giydirmişssin beni.Tek suçun farkında olmadan canımı acıtmanmış.Git başımdan ! Defol git ne olur ! demelerim anlamsızmış sen hep benimleymişssin.Sürekli birşeyler özletecekmişsin ölünceye dek.
"Özlemek" senden nefret ediyorum.Ama gerçekten nefret ediyorum.Hücrelerimin altüst eden, baş dönmelerimin,mide bulantılarımın,saatler süren öldürücü uykularımın hepsi senin yüzünden.Sensiz bir yer bilmek istiyorum.Sensiz yaşamak istiyorum.Hiç birşeyi hatırlamadan.Gitmek istiyorum...Hadi çöz şu ayağımdaki prangaları.Ya bir saniyede öldür beni ya da bırak gideyim artık.Nereye mi ?Sensiz nereye olursa...
Hani bazen aklına hayatında kurduğun kurabileceğin en güzel cümle gelir de yazmak istersin bir hevesle unutmamak için.Sonra yanındaki tek kalem de bokluk eder de yazmaz ya hani.İşte sen...Sen o kalem gibisin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder